Mehmet KÜÇÜKEKEN'in 4 Mayıs 2025 tarihli yazısı: Türkiye’nin, Beşiktaş’ın ve Astsubayların Sabır Destanı
Sabır, insan ruhunun en güçlü erdemlerinden biridir; ateşle sınanan bir çelik gibi, zorluklar karşısında eğilmeden dimdik durmayı öğretir.
Türk milleti, tarih boyunca sayısız coğrafyada, sayısız mücadelede bu erdemi iliklerine kadar yaşamış; zulme, haksızlığa, baskıya ve ötekileştirmeye karşı sabrın en soylu örneklerini sergilemiştir. Türklerin dünya üzerindeki bitmeyen mücadelelerini, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bugüne uluslararası arenadaki onurlu ve sabırlı duruşunu, Beşiktaş Spor Kulübü’nün adaletsizliklere karşı onurlu direncini ve Astsubayların yıllardır süren hak mücadelesindeki eşsiz sabrını anlatan sürece '’Sabır Destanı' diyebiliriz.
Türk Milletinin Sabır Sınavı
Türkler, tarih sahnesine çıktıkları ilk günden beri geniş coğrafyalarda hem büyük zaferler kazanmış hem de ağır bedeller ödemiştir. Orta Asya’dan Anadolu’ya, Balkanlar’dan Ortadoğu’ya kadar uzanan bu yolculukta, Türkler zulmün, haksızlığın ve baskının her türlüsüne maruz kalmıştır. Etnik köktencilik, asimilasyon politikaları, Türkçe konuşma yasakları, gelenek ve göreneklerin engellenmesi, demografik değişim dayatmaları, ibadet özgürlüğünün kısıtlanması ve göçe zorlanma gibi insanlık dışı uygulamalar, Türk milletinin karşılaştığı zorluklardan sadece birkaçıdır. Örneğin, Balkanlar’da Osmanlı’nın çekilmesinden sonra Türkler, kimliklerini koruma mücadelesinde ağır vergilere, iletişim engellerine ve kültürel yasaklara karşı sabretmişlerdir. Bulgaristan’da 1980’lerdeki asimilasyon kampanyaları sırasında Türk isimlerinin değiştirilmesi ve Türkçe’nin yasaklanması, Türklerin kimliklerini koruma adına gösterdikleri sabrın çarpıcı bir örneğidir.
Orta Asya’da Sovyet rejimi altında Türkler, alfabelerinin değiştirilmesi, dillerinin yasaklanması ve inançlarının baskılanması gibi politikalarla karşı karşıya kalmıştır. Çin’in Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerine yönelik sistematik asimilasyon politikaları, toplama kampları, işkence ve kültürel soykırım girişimleri, Türk milletinin sabrını sınayan bir başka trajedidir. Buna rağmen Türkler, her coğrafyada kimliklerini, dillerini ve kültürlerini korumak için sabırla direnmiş; mücadelelerini bazen sessizce, bazen destansı başkaldırılarla sürdürmüştür. Sabır, onların yalnızca bir erdemi değil, aynı zamanda hayatta kalma sanatı olmuştur.
Türkiye’nin Uluslararası Arenadaki Onurlu ve Sabırlı Duruşu
Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan bu yana uluslararası arenada haklı davalarını savunurken sayısız engelle karşılaşmıştır. Ekonomi, savunma ve ticaret alanlarında uygulanan ambargolar, dost ülkelerle yapılan anlaşmaların bloke edilmesi, iç huzuru bozmaya yönelik dış müdahaleler ve komşu ülkeler üzerinden yürütülen baskı politikaları, Türkiye’nin sabrını sınayan temel unsurlardır. Örneğin, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrası uygulanan silah ambargoları, Türkiye’nin savunma sanayisini kendi kendine yetecek şekilde geliştirmesine yol açmış; bu süreçte Türkiye, sabırla ve kararlılıkla bağımsızlığını güçlendirmiştir.
Terör örgütlerine destek veren bazı ülkelerin, Türkiye’nin iç huzurunu bozma girişimleri ve Suriye, Irak gibi komşu ülkeler üzerinden uygulanan baskılar, Türkiye’nin bölgesel liderliğini zayıflatmayı amaçlamıştır. Buna rağmen Türkiye, diplomasideki onurlu ve sabırlı duruşu, ekonomik kalkınma hamleleri ve savunma sanayisindeki atılımlarıyla bu engelleri birer birer aşmıştır. Sabır, Türkiye’nin yalnızca bir dış politika aracı değil, aynı zamanda küresel arenada haklılığını ispatlama yolunda bir kalkanı olmuştur.
Beşiktaş’ın Adaletsizliklere Karşı Sabırlı Mücadelesi
Beşiktaş Spor Kulübü, Türk spor tarihinin en köklü ve onurlu camialarından biridir. Ancak, bu camia yıllardır sistematik adaletsizliklerle mücadele etmektedir. Kasıtlı hakem hataları, şike iddiaları, hatır şikesi, teşvik primleri ve rüşvet gibi spor ahlakına aykırı uygulamalar, Beşiktaş’ın şampiyonluk yolunda önüne set çekmiştir. Bilinçli kural hataları, verilmeyen penaltılar, saha kapatma cezaları, seyircisiz maç oynatma kararları ve karalama kampanyaları, Beşiktaş’ı yıldırmak için kullanılan araçlardan sadece birkaçıdır. Örneğin, 2000’li yıllarda Beşiktaş’ın lehine verilmeyen penaltılar ve tartışmalı hakem kararları, taraftarlar arasında “çalınan şampiyonluklar” olarak anılmaktadır.
Beşiktaş, bu adaletsizlikler karşısında pes etmemiş; taraftarıyla, yönetimiyle ve oyuncularıyla sabırlı bir mücadele sergilemiştir. 'Şerefli ikincilikler' felsefesi, Beşiktaş’ın haksızlıklara boyun eğmeden, onuruyla ayakta kalma kararlılığını simgeler. Camia, masa oyunlarına ve art arda maç oynatma gibi yorgunluk taktikleriyle puan kayıplarına zorlansa da, her zaman sahada mücadele etmeyi seçmiş; sabrıyla Türk sporuna örnek olmuştur.
Astsubayların Hak Mücadelesindeki Eşsiz Sabrı
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin belkemiği olan Astsubaylar, yıllardır özlük hakları ve tazminatlar konusunda büyük bir sabır sınavından geçmektedir. Astsubay tazminatlarının yıllardır ötelenmesi, özlük hakları iyileştirmelerinin 50 yıldır tamamlanamaması ve kanunlaşmaması, bu meslek grubunun hak ettiği değeri görememesine yol açmıştır. Emekli Astsubaylar, meslek grupları içinde en düşük maaş bağlama oranlarıyla ekonomik geçim zorluğu yaşamaktadır. Bu durum, Astsubayların hem meslek hayatlarında hem de emekliliklerinde mağduriyet yaşamasına neden olmaktadır.
Ancak Astsubaylar, bu adaletsizlikler karşısında sabırla mücadelelerini sürdürmüştür. Birlik olarak, hukuki yollarla haklarını arayarak ve kamuoyunu bilgilendirerek seslerini duyurmaya çalışmışlardır. Astsubayların sabrı, yalnızca bir bekleyiş değil, aynı zamanda vatan sevgisiyle yoğrulmuş bir mücadele azmidir. Onlar, haklarını alana kadar sabretmeye ve onurlu duruşlarını korumaya kararlıdır.
Sabrın Gücü: Bir Milletin, Bir Ülkenin, Bir Camianın ve Bir Meslek Grubunun Ortak Erdemi
Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti, Beşiktaş Spor Kulübü ve Astsubaylar, farklı alanlarda farklı mücadeleler verse de, hepsinin ortak paydası sabırdır. Bu sabır, yalnızca bir pasif bekleyiş değil, aynı zamanda onur, kararlılık, direnç ve umutla dolu bir duruştur. Türkler, zulme karşı kimliklerini koruyarak; Türkiye, uluslararası arenada haklı davalarını savunarak; Beşiktaş, adaletsizliklere rağmen sahada mücadele ederek; Astsubaylar ise hak mücadelesinde pes etmeyerek sabrın ne kadar güçlü bir erdem olduğunu tüm dünyaya göstermiştir.
Sabır, Türk milletinin DNA’sına işlenmiş bir özelliktir. Bu erdem, bizi tarih boyunca ayakta tutmuş; haksızlıklara, baskılara ve engellere rağmen dimdik durmamızı sağlamıştır. Türklerin, Türkiye’nin, Beşiktaş’ın ve Astsubayların sabır destanı, yalnızca bir mücadele öyküsü değil, aynı zamanda insanlık için bir ilham kaynağıdır. Bu destan, sabrın yalnızca bir erdem değil, aynı zamanda bir zafer olduğunu kanıtlamaktadır.
Sabır, ateşten bir gömlektir; ama onu giyenler, tarih yazanlardır. Türk Milleti, Türkiye, Beşiktaş ve Astsubaylar, bu gömleği onurla taşımış ve taşımaya devam etmektedir.
Sabrımız, gücümüzdür; gücümüz, geleceğimizdir.