Metafizik olaylara meraklı olanlar ya da korku filmleri izlemeyi sevenler, ses kayıt cihazlarıyla yakalanan gizemli sesleri duymuştur. “EVP” olarak bilinen Elektronik Ses Fenomeni (Electronic Voice Phenomena), bazı kişilere göre ruhların elektronik cihazlar aracılığıyla iletişim kurduğunu öne süren bir iddiadır.
Bu fenomen, son yıllarda özellikle sosyal medyada ve korku temalı yapımlarda sıkça gündeme gelmektedir.
EVP Kavramı Nasıl Ortaya Çıkmıştır?
Elektronik ses fenomenine ilgi, 1920’li yıllarda ünlü mucit Thomas Edison ile başlamıştır. Edison, insanların ölümden sonra da iletişim kurabilmesini sağlayacak bir cihaz geliştirmenin mümkün olabileceğine inanıyordu.
1920 tarihli Scientific American dergisinde Edison şu ifadeyi kullanmıştı:
“Eğer kişiliğimiz ölümden sonra da varlığını sürdürebiliyorsa, dünyada kazandığımız bilgi ve deneyimleri aktarmak isteyecektir. Yeterince hassas bir cihaz üretirsem bu iletişimi kaydedebilirim.”
Ancak Edison’un bu yönde bir cihaz geliştirdiğine dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır.
Bu fikir, 1950’li yıllarda İsveçli ressam ve film yapımcısı Friedrich Jürgenson tarafından yeniden gündeme taşındı. Jürgenson, doğada kuş seslerini kaydederken kayıtlarında insan seslerine benzer tuhaf sesler fark ettiğini iddia etti.
Ardından 1968’de yayımladığı “Kainattan Sesler” (Voices from the Universe) adlı kitabında deneyimlerini anlattı. Onun çalışmalarını psikolog Konstantin Raudive sürdürdü ve EVP kavramının dünyada yayılmasında önemli rol oynadı.
Kayıtlardaki Sesler Gerçekten Nereden Geliyor?
Bilim insanlarına göre kayıtlarda duyulan bu seslerin doğaüstü bir açıklaması bulunmamaktadır. Çoğu zaman bu sesler, çevredeki elektronik cihazlardan ya da beyaz gürültü denilen ses dalgalarından kaynaklanır.
Beyaz gürültü, farklı frekansların birleşmesiyle oluşur ve bir anlamda “sesin beyaz ışığı” olarak tanımlanabilir. Elektronik cihazlar bu frekanslardan bazılarını öne çıkarabilir ve insan sesi gibi algılanan bozulmalar yaratabilir.
Benzer biçimde, telsiz, bebek monitörü veya hoparlör gibi cihazların birbirine karışan sinyalleri de bu tür seslerin oluşmasına yol açabilir. Yani duyulan fısıltılar, çoğu zaman teknolojik etkileşimlerin doğal bir sonucudur.
İşitsel Pareidolia: Beynin Oynadığı Bir Oyun
Fenomenin psikolojik yönü ise algı yanılgısı ile ilgilidir. İnsan beyni, rastgele seslerde veya görüntülerde anlamlı kalıplar arama eğilimindedir. Bu duruma “pareidolia” denir.
Örneğin bir tost ekmeğinde yüz şekli görmek ya da bulutlarda hayvan figürü seçmek pareidolianın görsel örnekleridir. EVP’de ise benzer süreç işitsel düzeyde yaşanır. Beyin, rastgele seslerde kelimeler veya cümleler “duymuş” gibi davranır.
Psikolojik deneyler, insanların EVP olarak adlandırdıkları sesleri aslında zihinlerinin ürettiğini göstermektedir. Bu nedenle bilim dünyası, elektronik ses fenomenini paranormal değil, bilişsel bir yanılgı olarak değerlendirmektedir.
Bilimsel Şüphecilik ve Popüler Kültür
Hayaletlerle ilgili filmler ya da kitaplar eğlenceli olsa da, bu tür fenomenlerin bilimsel temellere dayandırılması hatalıdır. Sözde bilimsel uygulamaların gerçek bilim gibi sunulması, toplumun bilim okuryazarlığını zayıflatabilir.
Yine de inanç kişiseldir, önemli olan her iddiaya eleştirel bir gözle yaklaşmak ve kanıt temelli düşünmektir.