Nesrin YARIM ÖZOĞLU'nun 6 Mayıs 2024 tarihli yazısı: Masal mı Bilgisayar mı?

Bilgisayar çağında yaşadığımızı, bilgisayarın hayatımızı nasıl kolaylaştırdığını sık sık dile getiriyoruz. Çalışma hayatımızın merkezini oluşturuyor, çocuklarımızın ödevlerine yardımcı oluyor ama zihinsel gelişimlerinden okul başarılarına kadar her şeylerini olumsuz etkiliyor. Çocuklara “Masal mı, bilgisayar mı” diye sorulsa, çocukların tercihi bilgisayar oluyor.

Ellerinden düşürmedikleri tablet ve bilgisayarın içinden çıkmak istemiyorlar, tüm dünyaları ondan ibaret. O yüzden de okul ve diğer etkinlikler, ilgi alanlarına girmiyor. Okula dahi gitmek istemiyorlar. Son dönemde ailelerin yaşadığı ortak bir sorun var: Okula gitmek istemeyen çocuk. Evet, sabahları çocuklarını uyandıramayan anneler, okula gitmemek için direnen çocuklar... Bu ortak tablonun en büyük sebebi, yeni nesil çocukların evlerinde kendilerine kurdukları konfor alanı. Ellerinde tabletle saatlerce sanal âlemde dolaşanlar, oyun oynayanlar, kanal kurup içerik üretenler, arkadaşları ile dijital oyunlarda buluşanlar...

Bu kurdukları sanal dünya onlara o kadar yeterli geliyor ki sosyalleşme ihtiyaçları kalmıyor. Okul, bizim çağın çocukları için aynı zamanda sosyalleşme ve arkadaş edinme yeriydi. Ancak artık bu ihtiyacı tabletlerle gideren çocuklar, okulu sadece kuralların olduğu, ders yapmak zorunda kaldıkları, mecbur oldukları bir yer gibi görüyor. Bu da okula gitme isteğini yok etmiş durumda.

Bilgisayar ve tablet kullanımı çocuklarda olumsuz yönde artmaya başlayınca kitap okuma, sosyalleşme gibi gelişimlerine katkı sağlayan birçok etkenden uzak kalmaya başladılar. Okula gitmek istemeyen çocuklar, masallardan da uzak yaşıyorlar. Masalların ve fiziksel oyunların yerini teknoloji almaya başladı. Uzun süre internet ve ekran süresini de kapsayan teknoloji kullanımı, küçük yaşlardaki çocukların dil bilişsel ve sosyal gelişiminde önemli sorunlara yol açabiliyor. Uzun süreli ekran kullanımı, çocukların ileri dönemlerinde sosyal çevre, akran ilişkilerinde sorun olarak ortaya çıkabiliyor. Yatmadan önce “Bir masal daha oku anne” ısrarlarının yerini “Biraz daha izleyeyim” cümlesi aldı.

Masallardan uzak kalan çocuklar, ekrana bağımlı yaşıyor. Okula gitmek istemeyen çocuklar, “Bir varmış bir yokmuş” diye masallarla hayal dünyalarını kurmak yerine kendilerine sunulan dünyalarının içine hapsoluyor. Bu da geleceklerinden, bilişsel zekâlarından alıp götürüyor.