Bağımsız film stüdyosu Neon, Cannes’ın kırmızı halısında bu yıl da iddialı olacağının erken sinyallerini verdi.
Arthur Harari, Cristian Mungiu ve Nicolas Winding Refn’in filmleri Croisette’te hazır beklerken, stüdyo takvimine 2026 için bir yapım daha ekledi: Japon yönetmen Hirokazu Kore-eda’nın “Sheep in the Box”filmi…
Kore-eda ile Yeniden Buluşma
Eylül ayında çekimlerine başlanan film için Neon, ABD, İngiltere ve Avustralya haklarını satın alarak Japon yönetmenle bir kez daha el sıkıştı.
Kore-eda’nın uluslararası alanda gördüğü ilgi düşünüldüğünde, stüdyonun bu hamlesi aslında hiç de sürpriz değil.
Neon’un özellikle hikaye odaklı, festival ağırlıklı yapımlardaki başarısı göz önüne alınırsa, bu ortaklık “eski dostlar yeniden sahnede” hissi veriyor.
Yakın Gelecekte Geçen Bir Aile Deneyi
“Sheep in the Box”, yakın geleceğin tuhaf ama gerçekçi bir köşesinde, bir çiftin evlerine teknoloji harikası bir insanı “oğulları” olarak kabul etmesi üzerine kurulu.
Başrollerde Ayase Haruka ve Daigo var. Ayase, Kore-eda ile daha önce “Küçük Kız Kardeşim/Our Little Sister” filminde çalışmıştı.
Daigo ise ülke çapında sevilen bir komedyen olmasına rağmen ilk kez bir uzun metrajın merkezine yerleşiyor.
Bu seçim bile filmin tonu hakkında ipucu veriyor: ince mizah ve Japon sinemasının o kendine özgü duygusal mesafesi.
Kore-eda’nın Süregelen Yükselişi
Yaklaşık otuz yıllık kariyerinde “Yaşamdan Sonra/After Life”, “Bitmeyen Yürüyüş/Still Walking”, “Like Father, Like Son” ve “Fırtınadan Sonra/After the Storm” gibi filmlerle güçlü bir filmografiye imza atan Kore-eda, 2018’de “Arakçılar/Shoplifters” ile hem Altın Palmiye’yi kazanmış hem de dünya çapında 90 milyon dolara yaklaşan gişeyle ciddi bir ivme yakalamıştı.
O sebeple yeni film için benzer bir beklentinin oluşması da şaşırtıcı değil.
Cannes için Şimdiden Favoriler Arasında
“Sheep in the Box”ın gelecek yıl Cannes yarışında boy göstermesi kuvvetle muhtemel.
Kore-eda’nın anlatı disiplinine Neon’un festival stratejisi eklenince ortaya yüksek profilli bir yarış adayı çıkıyor.
2026 vizyonu da bu beklentiyi daha güçlendiriyor.
Sonuç Olarak
Neon’un “Sheep in the Box” hamlesi, yalnızca bir film satın alımı değil; aynı zamanda Kore-eda ile kurduğu yaratıcı ortaklığın yeni bir perdesi.
Festival pazarında rüzgarın hangi yönden eseceğini kestirmek her zaman zor olsa da, Kore-eda’nın istikrarlı yükselişi göz önüne alındığında bu filmin Cannes’da adının sıkça anılacağı neredeyse kesin.
Neon içinse bu, Altın Palmiye yolculuğunda bir sonraki mantıklı adım gibi görünüyor.
