Betül DEMİR'in 15 Şubat 2024 tarihli yazısı: Orta Avrupa’nın İncisi: Budapeşte

Bugün sizi Orta Avrupa'nın incisi, her yeri tarih ve kültürle donatılmış bir şehir olan Budapeşte'ye götürmek istiyorum. Tuna Nehri'nin kıyısında, tarihi yapıları ve muhteşem manzaraları ile bu şehir, insanı âdeta bir zaman yolculuğuna çıkartıyor.

Budapeşte, Macaristan'ın başkenti ve en büyük şehri olarak biliniyor. Şehir hem Buda hem de Peşte olmak üzere iki farklı bölgeden oluşuyor. Buda kısmı, tarihi kaleleri ve sarayları ile sizi orta çağ zamanlarına doğru götürürken Peşte kısmı ise modern alışveriş caddeleri, sanat galerileri ve canlı gece hayatıyla günümüzü yansıtıyor.

Budapeşte’nin simgesi hâline gelmiş yapılarından biri olan Budin Kalesi, Buda'nın tepesinde tüm görkemiyle şehre gelenleri karşılıyor. Kentin tarihi sokakları arasında gezinirken Matthias Kilisesi'nin gotik mimarisi ve Balıkçılar Kulesi'nin muhteşem manzarası sizi büyülüyor. Budin Kalesi, aynı zamanda tarihi Buda Labirenti’ni de içinde bulunduruyor. Bu labirent, geçmişe dair izleri görmemizi sağlarken bir yandan da ziyaretçilere muhteşem bir deneyim sunuyor.

Tuna Nehri üzerinde yer alan ve Peşte'yi Buda'ya bağlayan ünlü Zincir Köprüsü, şehrin en önemli yapılarından biridir. Eğer gün batımında bu köprüden geçerseniz, Budapeşte’nin aydınlatılmış manzarasını kolay kolay unutamazsınız. Aynı şekilde Gellért Tepesi'nde bulunan özgürlük anıtı ve Gellért Termal Hamamı da Budapeşte'nin turistik yerleri arasında bulunuyor.

Budapeşte, yeme-içme konusunda da damağınızı büyüleyecek birçok seçenek sunuyor. Geleneksel Macar mutfağından lezzetleri denemek için yerel restoranlara uğramadan şehirden ayrılmamanızı öneririm. Gulaş Çorbası, Paprika Tavuk, Langos ve Trdelnik gibi lezzetleri tatmak, Macar mutfağının zenginliğini yaşamanın keyfini verecektir. Macar mutfağının o muhteşem lezzetleri arasında benim en sevdiğim yemek, Langos’tur. Langos, büyük bir pişi ekmeğinin üzerine krema konularak hazırlanılır. Daha sonrasında ise istenilen malzemeler bir araya getirilerek üstü tamamen doldurulur ve yemeye hazır hâle gelir. Sizin için Langos yiyebileceğiniz mükemmel bir restoran önerim var. Eğer bir gün yolunuz Budapeşte’ye düşerse mutlaka “Retro Langos Budapest”’te Langos yemeden dönmeyin derim.

Budapeşte'yi gezip dolaşmak için en güzel zamanlardan biri ise bahar ve yaz aylarıdır. Parklarında piknik yapabilir, Tuna Nehri kıyısında muhteşem bir tekne turuna çıkabilir veya şehrin tarihi köprülerinden birinde güneşin batışını izleyebilirsiniz. Kısacası, Budapeşte her insana hitap eden birçok deneyimi içinde bulunduran bir şehir.

Ama unutmamalıyız ki Budapeşte sadece tarihi binaları ve doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda içinde yaşayan insanların sıcaklığı ve enerjisiyle de insanları içine çeker. Bu şehri ziyarete gittiğiniz her an, sizi bu kente daha da yaklaştırır ve her seferinde yeni bir keşfetme duygusu ile sizi tekrar çağırır.

Umarım bu yazım, sizleri Budapeşte'nin büyüsüne sürükler ve bu muhteşem şehri kendi gözlerinizle görme isteği uyandırır. Budapeşte'nin sokaklarında kaybolun, tarihine şahit olun ve bu unutulmaz anları tam anlamıyla yaşayın.

Keyifli keşiflere!