Tuğba EROĞLU'nun 27 Ocak 2024 tarihli yazısı: Minnetle Yürüyorum

Her vedanın, ardında bir iz bıraktığını düşünmek insanı biraz daha derinden etkiliyor. Bir yere veda etmek, o mekâna, o zaman dilimine, o anılara minnet etmek demektir. Gökyüzünde uçuşan kuşların kanat çırpışları gibi hafif ama kalplerimizde yankılanan bir etkiyle gelir minnet duygusu. O, kırık dökük zamanların arasında bize güneşin ışığını hatırlatan bir rüzgâr gibidir. Hayatın karmaşasında bize ışık tutanların kıymetini bilmek, ruhumuza huzur veren bir ahenktir.

Her birimizin hayatında, minnet etmek için binlerce neden vardır. Kimi zaman bir dostun omzunda, yitirdiğimiz umutları yeniden buluruz. Kimi zaman bir ailenin sıcaklığında, kaybettiğimiz soğuk günleri hatırlarız. Minnet etmek, içsel bir ritüel gibi yaşamın karmaşasında kaybolmadan önce durup şükretmek için bir fırsattır.

Bir gün, birinin omzuna yaslanırken belki de farkında olmadan ona minnet duyarsınız. O an, sizi kucaklayan sevgi dolu bir hissiyatla sarar. Belki de o kişi, sadece varlığıyla bile sizin için bir mucize olabilir. Minnet etmek, sevginin en samimi ve en içten hâliyle buluştuğu bir noktadır. Ona zaman ayırmak, içsel bir huzurun kapısını aralamak demektir.

Minnet etmek sadece geçmişe değil, geleceğe de bir köprü kurmaktır. Bugün minnettar olduğumuz insanlar, yarın bizi güçlendiren, ilham veren birer destek olabilir. Minnet duygusu, hayatın her anında bize eşlik eden bir yol arkadaşıdır. Belki de minnet etmek, hayatın en güzel melodisini söylemek gibidir. Minnet etmek, bir gülü koklamak gibidir; o, ruhumuzu besler, yüreğimize dokunur. Minnet etmek, hayatın en kıymetli incilerinden biridir. O, bizi insan yapan, bizi birbirimize bağlayan en güçlü duygulardandır.

Bugün veda ederken yüreğimde bir karışıklık var. Bu yer, sadece bir fiziksel mekân değil; burası, dostlukların filizlendiği, gözyaşlarının silindiği bir mekân oldu. Burası, yaşamın bana sunduğu değerli bir armağandı. İşte bu yüzden bu vedanın ardında bir minnet duygusuyla doluyum. Bu mekân, bana birçok şey öğretti. Burada yaşadığım her an, bana bir ders verdi. Burası, benim hayatımda bir dönüm noktasıydı.

Şimdi bu yerden ayrılırken içimde bir boşluk var. Ancak o boşluk, aynı zamanda bir dolulukla da doldurulmuş durumda. Burada yaşadığım her deneyim, her anı, benimle birlikte yeni bir yolculuğa taşınıyor. Belki de vedalar, hayatın bize sunduğu birer hediye gibidir. Her vedada bir şeyler geride bırakırız ama aynı zamanda bir şeyler de alırız. Bu mekânı terk ederken yüreğimdeki minnet duygusu, beni geleceğe taşıyacak bir ışık olacak.

Bu mekân, benim için sadece bir yer değil. Bu mekân, içinde barındırdığı değerlerle beni şekillendiren bir okuldur. Bu mekân, bana; sevgiyi, dostluğu ve saygıyı öğreten bir öğretmendir. Ve şimdi bu mekânı geride bırakırken yüreğimde bir teşekkür, bir minnet duygusu var. Bu vedanın ardında minnet ve umut var.