Şevval Elif KIRAN'ın 13 Temmuz 2023 tarihli yazısı: Çocuklarda Davranış Bozukluğu
Herkese merhabalar, bu yazımda sizlere çocuklarda, özellikle de kreş ve anaokuluna başlayan, artık aile bireylerini değil de farklı karakterlerdeki yaş gruplarını tanıma aşamalarında ortaya çıkan davranış bozukluklarından bahsedeceğim.
Çocuklar doğumdan itibaren aile bireylerini benimser. Ne zaman artık kreş ve anaokulu çağı gelir, dış dünya dediğimiz aile bireyleri hariç farklı karakterdeki yaş grubuyla vakit geçirmeye başlarlar. Peki bu tarz zorunlu gidilmesi gereken kurumlarda çocuklarımız yeterince kendini ifade edebiliyor mu? Aslında bu soru ebeveynler için çok önemli bir sorudur. Her çocuk aynı olmadığı gibi duyguları, kendilerini ifade etme şekilleri de elbette aynı olmayacaktır. Biz bu yazıda daha çok adapte olamayan, yaşıtlarıyla aynı ortamda kendini gerçek anlamda ifade edemeyen, aslında bir tür davranış bozukluğu sergileyen çocuklardan bahsedeceğiz.
Davranış bozukluğunun temel özellikleri, başkalarının temel haklarına saldırıldığı ya da yaşa uygun başlıca toplumsal değerlerin ya da kuralların hiçe sayıldığı, yineleyici bir biçimde ve sürekli olarak görülen bir davranış örüntüsüdür. Davranışlardaki bu bozukluklar, klinik olarak önemli derecede toplumsal, okuldaki ve mesleki işlevsellikte aksaklıklara neden olur. Düşük engellenme eşiği, sinirlilik ve öfke atakları sergilerler. Toplumumuzda davranış bozukluğu erken yaşta fark edildiği takdirde ileride karşılaşılabilecek sorunlar bir o kadar aza inecektir. Bu bağlamda çocuklarda ilk önce ebeveynler, okula gidiyorlarsa okulda sergiledikleri tutumdan kaynaklı öğretmenler çok daha dikkatli olmalıdırlar. Çocuklarda davranış bozukluğu, çocuğun içsel gerilimini uygunsuz bir şekilde davranışlarıyla yansıtmasıdır.
Çocuktaki bir davranışın davranış bozukluğu olarak tanımlanması için bazı ölçütleri karşılaması gerekmektedir. İlk olarak davranışın çocuğun yaşına, gelişim özelliklerine uygun olup olmadığına dikkat edilmedir. Bunun için çocuğun gelişim özellikleri ve yaşadığı hayat hakkında doğru bilgi sahibi olmak önemlidir. Çünkü bazen çocuklar yeni şartlara uyum sağlayana kadar geçici olarak uyum problemleri yaşayabilir.
Bazı çocuklar, duygularını sosyal açıdan uygun bir şekilde nasıl idare edeceklerini bilmedikleri için saldırganlaşırlar. Diğerleri, işler planladıkları gibi gitmediği her seferinde eriyen mükemmeliyetçilerdir. Küçük çocuklar ve okul öncesi çocuklar için saldırgan davranış normaldir. Ancak çocuğunuz büyüdükçe ve yeni beceriler kazandıkça saldırganlık zamanla azalmalıdır. Saldırganlık zamanla iyileşmezse, profesyonel yardım alınmalıdır. Öfke nöbetleri en çok yeni yürümeye başlayan çocuklarda ve okul öncesi çocuklarda görülür. Ancak hızlı bir şekilde ele alınmazlarsa, ilköğretime devam edebilirler. Görmezden gelmek, öfke nöbetleriyle baş etmenin en iyi yollarından biri olabilir. Çocuklarınıza, ezmenin, çığlık atmanın veya kendilerini yere fırlatmanın onlara istediklerini vermeyeceğini öğretin. Onlara ihtiyaçlarını ifade etmeleri ve bu ihtiyaçları karşılamaları için daha iyi ve daha etkili yollar göstermek de önemlidir. Aslında çocuğumuzda bu tarz davranışları tespit ettiğimiz ve ya öğretmeni tarafından böyle bir bilgilendirme yapılığı takdirde kesinlikle uzman birinden yardım almamız gerekir. İleride oluşabilecek, çocuğun hayatını da yakından etkileyecek bir durum için profesyonel yardım almak hem oluşabilecek sorunlara hem de uyum adapte soruna yardımcı olacaktır.
Karşılaşılan davranış bozukluklarından günümüzde en yaygını ise uykuya geçiş sırasında oluşan aşırı gerginlik, ağlama ve inat. Çocuğunuz ister yatakta kalmayı reddediyor ister sizinle yatmakta ısrar ediyor olsun, yatma zamanı zorlukları yaygındır. Uygun müdahale olmazsa, çocuğunuz uykudan mahrum kalabilir. Uyku eksikliği, küçük çocuklarda artan davranış problemleriyle ilişkilendirilmiştir. Tutarlılık, çocukların sağlıklı uyku alışkanlıkları edinmelerine yardımcı olmanın anahtarıdır. Bu nedenle, çocuğunuzu saatte bir odasına geri götürmeniz gerekse bile, yapmaya devam edin. Sonunda, uyku vakti davranışları iyileşecektir.
Çocuklarda sık görülen davranış bozuklukları; uyku öncesi inat, hayvanlara ve insanlara saldırma hâli, eşyalara zarar verme, dolandırıcılık veya hırsızlık, kuralları ihlal etme, komutlara uymama şeklindedir. Davranış bozukluğunun tedavisi çocukla ve gençle bireysel olarak yürütülen terapinin yanı sıra çocuğun ve gencin yaşamındaki birçok alanda belirli düzenlemelerin yapılmasını gerektirir. Çocukla ve gençle birebir yürütülen terapi sürecinde öfke kontrolü, duyguları düzenleyebilme, sosyal becerileri geliştirme üzerinde durulur. Bunun yanı sıra aileyle işbirliği yapılarak ailenin davranışlarında ve ev ortamında belirli düzenlemeler yapılır. Eğer okul ortamında yaşanan problemler varsa okulla iletişime geçilerek okulda yapılabilecek düzenlemeler belirtilir. Davranış bozukluğunun gidişatına göre psikiyatrik değerlendirme ve ilaç kullanımı da önerilebilmektedir.