Begüm ÖNCÜ'nün 8 Aralık 2025 tarihli yazısı: CRISPR
CRISPR (Clustered Regularly Interspaced Short Palindromic Repeats), bakterilerin virüslerle karşılaştığında kullandığı bir çeşit savunma sistemi olan gen transferi yapısının insan için de uygulanması ve genom düzenlemede kullanılan bir yöntemdir. Enzimler aracılığıyla hedef DNA dizisine gönderilen bir çeşit kılavuz RNA, iletildiği DNA’yı keser. DNA’nın kesildiği hücrede onarım süreci başlar. Ardından onarım sırasında rastgele küçük değişiklikler meydana gelir. Buradaki kesik sonrası anlamlı bir onarım şablonu iletilirse, hücrede daha hassas değişiklikler yapılabilmesi mümkün hale gelir. Base editing ve prime editing gibi bazı durumlarda DNA kesilmeden de hücre üzerinde değişiklik yapılabildiği gözlemlenmiştir. Genetik araştırmalar kapsamında, özellikle kalıtımsal hastalıkların tedavisi için bu gibi çözümler üzerinde incelemeler yapılmaktadır.
CRISPR’nin genom düzenlemedeki potansiyeli bilim dünyasında son yıllarda en çok konuşulan konulardan biri haline gelmiştir. Monogenik hastalıklar olarak adlandırılan, tek bir genin işlevini yerine getirememesiyle ortaya çıkan durumlarda hatalı genin doğru versiyonunu ya da işlevsel bir versiyonunu hücrelere taşıyarak hücrenin beklenen şekilde çalışmasını sağlayacak bir tedavi CRISPR ile mümkün hale gelebilir. Bu kapsamda yapılan çalışmalar doğrultusunda öne çıkan bazı önemli başlıklar bulunmaktadır. Öncelikle hasta güvenliği, yapılacak değişikliğin hangi hücrelere nasıl ulaşacağı, yapılan işlemlerin uzun vadedeki etkilerinin takibi bunların başında yer almaktadır.
CRISPR’in tıp alanında sağlayacağı potansiyel çok büyük, ancak klinik güvenlik ve etik standartlar netleştirilmedikçe geniş çapta uygulanabilir hale gelmesi zaman alacaktır. CRISPR özellikle immünoterapi gibi tedavilere de avantaj sağlayacak bir yöntemdir. Hastanın kendi bağışıklık hücrelerinin düzenlenmesiyle birlikte mevcut tümörlere karşı güçlendirilmiş yanıtlar elde eden bir metodolojiyle ileri düzeyde tedavi yöntemleri üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Benzer yapı enfeksiyon hastalıklarının tanı ve tedavisi içinde kullanılmaktadır. Endüstri ve biyoteknoloji alanında da CRISPR yöntemi kullanılmaktadır. Mikroorganizmaların üretim kapasitelerini optimize etmek, biyoyakıtlar, biyoplastikler ve kimyasal maddelerin üretiminin daha verimli hale getirilmesi amacıyla birçok çalışma yapılmaktadır.
CRISPR sayesinde genlerin fonksiyonlarının analiz edilebilmesi, gen modelleri üzerinden genetik müdahalelerin etkilerinin simule edilebilmesi ve klinik sonuçların gözlemlenebilmesi mümkün hale gelmiştir. Karmaşık yapıların çözümlenmesi temel bilimin ilerlemesine yardımcı bir unsurdur. Bu sayede biyolojik teknolojilerin geliştirilmesine doğrudan katkı sunulur. Tarım, hayvancılık, sanayi ve gıda güvenliği açısından da CRISPR’in etkileri giderek öne çıkmaktadır. Örneğin tarım alanında yapılan çalışmalar kapsamında bitkilerdeki hastalık direnci, kuraklık ve stres dayanıklılığı gibi özelliklerin iyileştirilmesi, verimin arttırılması ve üretim süreçlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla bazı genetik çalışmalar yürütülmektedir. Ancak tarımsal uygulamalarda da yine etik ve güvenlik kaygılar bulunmaktadır. Ekosistem üzerindeki olası yan etkiler, biyogüvenlik ve ürün kalitesinde beklenmedik olumsuz etkiler gibi konular özenle ve dikkatle ele alınmalıdır.
CRISPR günümüzde öne çıkan ve birçok alanda uygulanabilir bir yapı olarak karşımıza çıkmakta. Tıbben tedavi olanaklarını genişletmek, tarımda sürdürülebilir üretim yapmak, endüstride verimliliği arttırmak ve temel bilimde yeni keşifler için yeni bir alan potansiyeli bulunmaktadır. Gelişen teknolojinin uygulanmasıyla birlikte güvenlik, etik, insan ve doğal dengenin bozulmaması, takip edilebilir ve denetlenebilir olması dikkat edilmesi gereken bir unsurdur. Bu gibi uygulamaların başarısı için etik kurallar öncelikli olmalıdır.