Utku KABAKCI'nın 14 Temmuz 2023 tarihli yazısı: Spor Politikasında Futbola Ağırlık Verilmesinin Sebepleri
Politik iktidarların, hükûmetlerin spor politikalarını oluştururken dikkate almaları gereken bazı hususlar vardır.
Sınırları net bir şekilde çizilmiş bir spor politikası oluşturulmadan evvel bunun işlevsel olup olmadığının analizinin yapılması şarttır. Çünkü kimi durumlarda herhangi bir alana ilişkin net bir politika belirlenmemiş olması da isabetli bir politik tercih olarak kabul edilebilir.
Spor dalları içinden birinin veya birkaçının hususi olarak ön planda tutuluyor olması hâlinde bunun sınırlarının ne olacağı suali mühimdir.
Toplumun genelinin profesyonel olarak olmasa da aktif bir biçimde spor yapması ve spor yönetimine katılması mı, yoksa tüm bunların belirli sayıdaki kişi ve gruplara bırakılarak çoğunluğun yönlendirilebilir taraftarlar olarak dizayn edilmesi mi politik hedefler bakımından daha uygundur?
Spor politikası inşa edilirken özellikle bir branşa ağırlık verilmesi yönünde karar alınabilir. Bu yönde alınan karar, kimi çıkar gruplarının amaçları ile örtüşmeyebilir. Böyle bir durumda karar vericiler, çeşitli kesimlerin kendilerine düşmanlık besleyebileceğini hesap edebilmeli ve güç kaybetmemek için gerekli tedbirleri almalıdır.
Tüm bu hususlar isabetli bir şekilde analiz edildiğinde siyaset kurumunun neden net bir spor politikası oluşturmayı tercih ettiği ve diğerlerine kıyasla daha fazla ağırlık verdiği anlaşılacaktır.
Politik iktidarlar için spor, özellikle de futbol branşı kendi hâline bırakılamayacak kadar mühimdir. Bu sebeple siyaset kurumu her zaman için futbol kurumu ile yakından ilgilenmiştir.
Siyaset kurumunun, toplumun genelinin spor alanına aktif bir şekilde katılmasındansa yönlendirilebilir taraftarlar olarak kalmasını tercih ettiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Çünkü genelin profesyonel ya da amatör olarak sporcu olması hem istihdamın planlanmasını güçleştirir hem de iş gücünü pahalı hâle getirir. Bu sorun ise devlet-özel sektör arasındaki gerilimi ve anlaşmazlığı tırmandırır. Bunun yanı sıra çoğunluğun spor yapması için ciddi bir altyapı ve yatırım olmalıdır. Bu büyük bir maliyet gerektirir. Ayrıca toplumun genelinin spor kurumunun yönetiminde söz sahibi olması zamanla bir alışkanlık ve kültür hâlini alacak ve insanlar sporda olduğu gibi diğer alanlarda da (siyaset, ekonomi) söz sahibi olmayı talep edeceklerdir. Bu talep ise belirli alanları ve gücü elinde bulunduran politikacıların ayrıcalıklarının kaybedilmesi sonucunu doğuracaktır. Bu sebeplerden dolayı politik erk, toplumun genelinin spor alanına aktif bir biçimde katılımından değil; kontrol edilebilir, yönlendirilebilir taraftarlar olarak tutulmasından yana spor politikaları ortaya koymaktadır.
Politik erk, taraftar gruplarını siyasi hedefleri doğrultusunda manipüle etmeye çalışır. Futbol, diğer branşlara göre bunun için daha elverişlidir. Çünkü özellikle ülkemizde, futbolda taraftar grupları eskiden beri örgütlüdür. Politik profesyoneller, bu örgütlü yapıların desteğini sağlamaya çalışmaktadır. Toplumun geneli tarafından kutsal kabul edilen değerler ya da yapay olarak üretilmiş olan değerler zaman zaman taraftar grupları aracılığıyla gündeme getirilir. Böylece konuşulması, tartışılması istenilen hususlar medyaya taşınırken; görülmesi, konuşulması istenmeyenler ise medyadaki yer ve zamanın sınırlı ve maliyetli olmasının da etkisiyle geri plana itilmiş olur.