Ersan AKBAŞ'ın 21 Haziran 2025 tarihli yazısı: Will Smith'in Kaçırdığı Fırsatlar
Will Smith deyince akla gelen şey ne? 2022'deki 94. Akademi Ödüllerindeki Oscar tokadı mı?
Hani Smith'in, yaptığı bir espiri yüzünden eşini rencide ettiği iddiasıyla sunucu Chris Rock'a tokat attığı olay.
"Dünyanın Duyduğu Tokat" olarak adlandırılan olayın ardından Akademi tarafından yapılan inceleme sonucunda Will Smith Oscar törenlerine katılmaktan 10 yıl süreyle men edilmişti.
Zaten attığı tokattan dolayı hemen özür dileyen ünlü oyuncu, Akademi üyeliğinden de istifa etmişti.
Bu talihsiz an, Will Smith'in kariyerinde büyük bir kırılmaya yol açsa da, oyuncu üç yıl içinde toparlanmayı başardı.
Ancak burada asıl üzerinde durmak istediğim konu, Smith’in kaçırdığı efsane filmler...
Kariyerinde "Hayır" dediği ve sonra da pişmanlıkla andığı projeler.
Çünkü bunlar artık bir liste haline gelmiş durumda...
Oyuncunun daha önce Matrix (The Matrix) ve Zincirsiz (Django Unchained) projelerini reddettiğini biliyorduk.
Son yaptığı açıklamaya göre sinemanın bu dev yapımlarına Christopher Nolan imzalı Başlangıç (Inception) filmini de ekleyebiliriz.
Yakın tarihli bir söyleşide Smith herkesi şaşkına çeviren bu itirafı şu sözlerle yaptı:
"Bunu daha önce hiç alenen söylediğimi sanmıyorum ve şimdi söyleyeceğim. Nolan bana önce ‘Inception’ı getirdi ve ben (filmi) alamadım”
Akıl almaz itirafıyla Will Smith'in, Nolan’ın bu çok katmanlı rüya dünyasını çözemediği için teklifi geri çevirdiğini öğreniyoruz.
Öğrenmekle kalmıyoruz Smith'in, sinema tarihine yön veren bir büyük projeyi daha pas geçtiğini anlıyoruz.
Daha önce sinemada kült haline gelen Matrix'i de sadece "çok fazla el hareketi ve belirsiz felsefi referanslar" içerdiği gerekçesiyle geri çevirmişti.
Peki, o dönem Matrix yerine oynamayı tercih ettiği film hangisiydi: Sinemanın batık filmlerinden, Vahşi Vahşi Batı…
170 milyon dolarlık komedi filmi, büyük bir hayal kırıklığı ile sinema tarihindeki yerini aldı.
Reddettiği ve Nolan’ın yönettiği Başlangıç filmine gelirsek.
2010’da vizyona girdikten sonra film, yaklaşık 840 milyon dolarlık gişesiyle küresel bir fenomene dönüştü. Dört Oscar kazandı, Başrol oyuncusu Leonardo DiCaprio’nun aktör imajını da sağlamlaştırdı.
Smith ise o sırada gişe garantili ama eleştirmenlerin burun kıvırdığı projelerde rol almaya devam ediyordu.
Ve iş burada da bitmiyordu. Bir başka bomba daha geliyordu:
Quentin Tarantino’nun kaleme aldığı efsane filmlerden Zincirsiz’in başrolü de Smith’e teklif edilmişti.
Ancak Smith bu rolü de reddetti. Nedeni ise çok basitti. Film fazla şiddet içeriyordu ve ona göre Django da hikayenin merkezinde değildi.
Anlaşılan Smith, bu önemli fırsatları kaçırarak kendine has bir başarısızlık hikayesi yazmış.
Hollywood'un büyük projelerini geri çevirme konusunda özel bir yeteneği olduğu da aşikar.
Öyle ki oyunculuk okullarında ders niteliğinde okutulur.
Bazen "nasip" der geçeriz bu tür olaylar için ama sinema tarihinin en önemli üç filmini de reddetmek nasiplikten çıkıyor. Yeteneksizliğe giriyor.
Söz konusu projeleri ceviz kabuğunu doldurmayacak bahanelerle reddedip düşük kaliteli filmlerde oynamak da cabası...
Zaten bu durum, onun da canını yakıyor olmalı ki pişmanlığını dile getiriyor.
Ne diyelim, bir daha bu tür fırsatları kaçırmaması için senaryo okumalarına bir çeki düzen vermesi gerekiyor ve altıncı hissini de güncellemesi...
Smith’in altıncı hissi, sinema tarihine yön verecek projeleri ısrarla ıskalıyor. Bu da artık sadece tesadüf değil, biraz da oyuncunun zaafı gibi görünüyor.