Mehmet KÜÇÜKEKEN'in 9 Mart 2025 tarihli yazısı: Astsubayların Özlük Hakları ve Mağduriyetleri

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) temel yapı taşlarından biri olan astsubaylar, geçmişten günümüze özlük hakları, tazminatlar, emekli maaş bağlama oranları, lojman-kamp-tayin-nöbet gibi çalışma koşulları, derece-kademe-gösterge puanları ve diğer sosyal-ekonomik haklar açısından çeşitli mağduriyetlerle karşı karşıya kalmıştır. Astsubayların yaşadığı sorunları, Anayasa, 926 sayılı TSK Personel Kanunu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve ilgili hukuki düzenlemeler çerçevesinde analiz etmek gerekir. Sorunların kökeni, yasal düzenlemelerdeki eksiklikler, uygulamadaki tutarsızlıklar ve idari yaklaşımların yarattığı eşitsizlikler olarak değerlendirilmekle birlikte çözüm önerileri ise hukuki eşitlik ilkesi ve adalet perspektifiyle sunulmaktadır. 

Astsubaylar, TSK’nin emir-komuta zincirinde en zor görevleri başarı ile yapmanın yanında, subay kadro görevlerinde görev alabilmekte, komutan olarak sevk, idare ve yönetimde bulunabilmekte, aynı zamanda subaylarla erbaş/erler arasında kritik bir köprü görevi görmektedir. Görev tanımları, askeri operasyonların yürütülmesinden lojistik desteğe kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Ancak, bu önemli rollerine rağmen, astsubayların özlük hakları ve sosyal refah düzeyleri, diğer kamu personeli ile kıyaslandığında ciddi bir gerilim alanı oluşturmaktadır.  

Özellikle geçmişten günümüze ötelenen tazminatlar, yükseltilmeyen emekli maaş bağlama oranları, çözümsüz kalan lojman ve tayin sorunları ile derece-kademe düzenlemelerindeki aksaklıklar, astsubay camiasında derin bir memnuniyetsizlik yaratmıştır. Astsubayların söz konusu sorunlarını hukuki ve yasal çerçevede ele alarak, astsubayların mağduriyetlerinin tarihsel ve yapısal nedenlerini incelemek, çözüm yollarını tartışmak ve olumlu bir şekilde neticelendirmek sadece astsubayların değil aileleri ile birlikte büyük astsubay camiasının ve kamu vicdanının bir beklentisidir. 

1. Tarihsel Perspektif: Astsubayların Özlük Haklarının Evrimi 

Astsubayların özlük hakları, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte farklı dönemlerde tam çözüm üretmeyen küçük değişiklikler ile şekillenmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında askeri personel yapısı içinde astsubaylar, daha çok teknik ve idari destek unsurları olarak konumlandırılmış; ancak 926 sayılı TSK Personel Kanunu’nun 1967’de kabulüyle birlikte hak ve statüleri daha sistematik bir çerçeveye oturtulmuştur. Ne var ki, bu düzenlemeler, astsubayların özlük haklarını subaylarla eşit bir düzleme taşımada yetersiz kalmış; tazminat, emekli maaşı ve sosyal imkanlar gibi konularda ayrımcılık iddiaları ortaya çıkmıştır. 2000’li yıllarda Astsubay Meslek Yüksek Okulları’nın kurulması ve eğitim seviyesinin yükseltilmesi, astsubayların statüsünü iyileştirme yönünde bir adım olsa da bu gelişme özlük haklarına yeterince yansımamıştır. 

2. Yasal Çerçeve: TSK Personel Kanunu ve Devlet Memurları Kanunu 

Astsubayların özlük hakları, esas olarak 926 sayılı TSK Personel Kanunu ile düzenlenmektedir. Bu kanun, astsubayların rütbe terfileri, kademe ilerlemeleri, sicil işlemleri ve emeklilik haklarını kapsamaktadır. Ancak, kanunda astsubay sınıf okullarında geçen sürelerin fiili hizmetten sayılmasına dair açık bir hüküm bulunmaması, intibak ve emeklilik hesaplamalarında ciddi mağduriyetlere yol açmaktadır. Örneğin, Anayasa Mahkemesi’nin ilgili kararlarında, astsubay sınıf okulu sürelerinin derece-kademe intibakında dikkate alınamayacağı belirtilmiş; bu durum, astsubayların emekli maaşlarında kayıplara neden olmuştur. 

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ise astsubaylarla diğer kamu personeli arasında bir kıyaslama zemini sunar. Kanunun 36. maddesi, memurların öğrenim durumlarına göre giriş derecelerini düzenlerken, astsubaylar için 9/2 (yüksekokul mezunları) veya 8/1 (üniversite mezunları) gibi başlangıç dereceleri talebi, henüz yasalaşmamıştır. Bu durum, astsubayların meslek başlangıcında diğer memurlara göre dezavantajlı bir konuma düşmesine yol açmaktadır. 

3. Anayasal Boyut: Eşitlik İlkesi ve Sosyal Devlet 

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10. maddesi, “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir” hükmünü taşır. Astsubayların özlük haklarındaki eksiklikler, bu eşitlik ilkesine aykırılık tartışmalarını beraberinde getirmiştir. Özellikle subaylara tanınan makam, görev ve kadrosuzluk tazminatlarının astsubaylara verilmemesi, aynı kurum içinde farklı statüler arasında ayrımcılık algısı yaratmaktadır. Ayrıca, Anayasa’nın 2. maddesindeki sosyal devlet ilkesi, devletin çalışanların ve emeklilerin refahını koruma yükümlülüğünü vurgular. Ancak, astsubayların emekli maaş bağlama oranlarının %45-55 aralığında kalması ve yoksulluk sınırının altında bir yaşam sürmeleri, bu ilkenin ihlal edildiği yönünde eleştirilere neden olmaktadır. 

4. Ötelenen Tazminatlar ve Emekli Maaş Bağlama Oranları 

Astsubayların en çok dile getirdiği mağduriyetlerden biri, tazminatların emekliliğe yansımamasıdır. Subaylara tanınan fiili hizmet zammı, makam tazminatı ve kadrosuzluk tazminatı gibi haklar, astsubaylara ya sınırlı şekilde sunulmakta ya da hiç verilmemektedir. Örneğin, 20 fiili hizmet yılını dolduran astsubaylara başarı tazminatı ödenmesi önerisi hala gündemdedir. 

Emekli maaş bağlama oranları ise astsubaylar için bir diğer sorun alanıdır. 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’na göre, astsubayların ek gösterge puanları (örneğin 3600) diğer kamu personeline kıyasla düşük kalmakta; bu da emekli maaşlarının yetersizliğine yol açmaktadır. 2022’de 3600 ek gösterge düzenlemesi, astsubaylar için kısmi bir iyileştirme sağlasa da 1. derece kadrolarda 4200 ek göstergeye yükseltilen astsubayların, diğer kurumlarda 5400’e çıkan ek göstergelerden mahrum bırakılması, yeni bir eşitsizlik yaratmıştır. 

5. Lojman, Kamp, Tayin ve Nöbet Sorunları 

Astsubayların çalışma koşulları, lojman yetersizliği, kamp imkanlarının kısıtlılığı, tayin süreçlerindeki belirsizlikler ve nöbet yükümlülüklerindeki adaletsizlikler nedeniyle eleştirilmektedir. TSK bünyesinde lojman tahsisinde subaylara öncelik verilmesi, astsubay ailelerinin barınma sorunlarını derinleştirmektedir. Tayin süreçlerinde ise astsubayların aile birliğini koruma hakkı sıkça ihlal edilmekte; bu durum, Anayasa’nın 41. maddesindeki “aile birliğini koruma” ilkesine ters düşmektedir. Nöbet yükümlülükleri ise astsubayların fazla mesai yapmasına rağmen, bu çabanın maddi veya sosyal haklara yansımaması nedeniyle bir başka mağduriyet unsuru olarak öne çıkmaktadır. 

6. Derece-Kademe ve Gösterge Puanları 

Astsubayların derece-kademe ilerlemeleri, 926 sayılı Kanun’un Ek-VIII Sayılı Cetveline göre düzenlenmektedir. Ancak, astsubay sınıf okulu sürelerinin fiili hizmetten sayılmaması ve başlangıç derecelerinin düşük tutulması (örneğin 9/2 yerine 10/1), kariyer ilerlemelerini sınırlamaktadır. Gösterge puanlarının güncellenmemesi ise hem aktif görevdeki maaşları hem de emekli ikramiyelerini olumsuz etkilemektedir. Bu durum, 657 sayılı Kanun’un liyakat ve kariyer ilkelerine aykırı bir tablo ortaya koymaktadır. 

7. Hukuki ve Yasal Çözüm Önerileri 

Astsubayların mağduriyetlerinin giderilmesi için aşağıdaki öneriler sunulabilir: 

926 sayılı Kanun’da Reform: Astsubay sınıf okulu sürelerinin fiili hizmetten sayılması ve başlangıç derecelerinin 9/2 veya 8/1’e yükseltilmesi için yasal düzenleme yapılmalıdır. 

Tazminatların Eşitlenmesi: Subaylara tanınan tazminatların astsubaylara da emekliliğe yansıyacak şekilde verilmesi sağlanmalıdır. 

Ek Gösterge Artışı: 1. derece astsubaylar için ek gösterge 5400’e yükseltilerek diğer kamu personeli ile eşitlik sağlanmalıdır. 

Sosyal Hakların İyileştirilmesi: Lojman tahsisinde eşitlik, tayin süreçlerinde aile birliğine öncelik ve nöbet yükünün dengelenmesi için yönetmelik değişikliği gereklidir. 

Anayasal Denetim: Özlük haklarındaki eşitsizliklerin Anayasa Mahkemesi’ne taşınarak eşitlik ilkesine uygunluğu denetlenmelidir. 

Astsubaylar, TSK’nin vazgeçilmez bir unsuru olmasına rağmen, özlük hakları ve sosyal refah açısından yıllardır ötelenen bir camia olarak kalmıştır. 

Bu sorunların çözümü, yalnızca astsubayların değil, TSK’nin genel motivasyon ve etkinliğinin artmasına da katkı sağlayacaktır. Gelecekte yapılacak yasal reformlar, astsubayların hak ettiği saygınlığı ve refahı elde etmesi için kritik bir adım olacaktır. 

Güçlü bir kadro, katılımcı ve birleştirici bir anlayışla göreve gelen Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) yeni yönetimi, tecrübeli üyelerin birikimleri ve yeni katılan üyelerin de oluşturduğu sinerji ile başta astsubay tazminatları olmak üzere, astsubay özlük haklarındaki iyileştirmeler, emekli maaş bağlama oranları konularında etkili ve sonuç odaklı çalışmalar yapmakta ve girişimlerde bulunmaktadır. 

Astsubayların özlük haklarındaki durumunu, yine astsubayların azim ve çabası belirleyecektir. 

Geçmişte, şimdi ve gelecekte hep var olan kahraman astsubayları, bu şiir anlatmıyor mu sizce de? 

Astsubay 

Tarih yazarken her yerde kutlu zaferlerini, 

Görmezden gelenler olur mu bilmem. 

Ölene dek bitmez de vatan nöbeti, 

Astsubaylar tazminatı alır mı bilmem. 

*** 

Çölde aslan, dağlarda kartal pençesi, 

Kara, hava ve denizlerin tek hakimi, 

Uyku nedir bilmez korkusuz gözleri, 

Astsubaylar hakkını alır mı bilmem. 

*** 

Eksiksiz yaparken verilen her görevi, 

Hep kahramandır ya şehit ya da gazi, 

Gezerken cepheden cepheye elinde tüfeği, 

Astsubaylar yerini bulur mu bilmem. 

*** 

Sılada beklerken anası, babası ve eşi, 

Gariptir kundakta ağlayan körpe bebeği, 

Bayrak dalgalansın diye verirken nefesi, 

Astsubaylar vuslata erer mi bilmem.