Dr. R. Bülend KIRMACI'nın 24 Ekim 2025 tarihli yazısı: Uyuşturucu "İşi" Her Görüldüğü Yerde Ezilmelidir
Gencecik bedenler şehirlerin arka sokaklarına düşüyor!
Öyle bir meret ve illet ki, bir defa "denemenin" geri dönüşü olmuyor...
Evet, uyuşturucu maddelerden söz ediyorum...
Dünyanın en aşağılık "ticaretinden", onu icra eden, ona göz yuman, ondan nemalanan, insanlık ve halk düşmanlarından bahsediyorum...
Yazık ki, günümüzde yerkürede "uyuşturucu" "ticareti" yılda 2.5 trilyon doları aşıyor;
Doğudan Batıya, Güneyden Kuzeye "uyuşturucu işi" bulaştığı coğrafyalarda, yalnız idareleri, yönetimleri zaafa uğratmakla kalmıyor, silaha tevil edilerek, askeri darbelere dahi finans kaynağı oluşturuyor...
Ülkemizde bu konuda yapılan her mücadeleyi saygıyla ancak topraklarımızın ve sokaklarımızın uyuşturucu trafiğiyle anıldığı her 'haberi' de kaygıyla karşılıyorum...
Ortada bir *insanlık sorunu* var ve uyuşturucu trafiği tüm unsurları ve ögeleri ile her görüldüğü yerde parçalanmak, un ufak edilmek ve ezilmek zorunda...
Bu iğrenç döngüye dair bir anımı da paylaşmak istiyorum: Yıllar önce oto sanayide arabama bakım yaptırıyorum. Benzer amaçla tamirhaneye gelmiş genç bir adam ile tesadüfen sohbetimiz oldu...
Kendisi narkotik polisiymiş... Kültürlü, eğitimli, gözüpek biriydi...
Başkentin çok bilindik sokaklarında görevler yapagelmiş...
Bir ara bana dedi ki, "Bülend Bey 'gözümü biraz yumsam ayda bir, iki milyon dolar elde ederim; ama asla yapmadım, arkadaşlarım da yapmadılar ve yapmam".
Haklıydı... Onun gibi nice dürüst kolluk güçleri, adli görevliler ve hukukçular ile bilim insanları, doktorlar, psikologlar, bu illet ile savaşın görünmez kahramanlarıdırlar.
Dahası Türkiye, narkotik bölücü terör örgütünün, "al tozu, ver silahı" deyip on yıllarca nice şehidimize mal olan bir büyük dram bağlamında nice bedeller ödemiş bir ülkedir...
Onun için de, uyuşturucu trafiğiyle mücadele, bizim çok kararlı şekilde sürdürmek zorunda olduğumuz bir gerçekliğimiz bir mecburiyetimizdir.
Gerçekten Emniyet Genel Müdürlüğü'nün uyuşturucu belası konusunda hazırladığı güncel rapordan medyaya yansıyan kesitleri aşağıda iletiyorum ve bir yurttaş olarak yapılan tespitlerden ötürü ürperti duyuyorum. (*)
Ancak tüm bu tespitlerden öte bu konuda somut çözüm önerilerimi aktararak tamamlıyorum makalemi:
1.Türkiye, “altın hilal”in olası sirayetine (Afganistan, Pakistan, İran rotasıyla uyuşturucu sevkine) karşı daim alarmda durmalı.
2.Tüm açık denizlerden tüm limanlara ve marinalara olası uyuşturucu hareketleri izale edilmeli.
3.Bütün marinalar, yat limanları kamulaştırılmalı.
4.KKTC'ne uyuşturucu ile mücadele konusunda azami destek verilmeli.
5.(Sığınmacı işsizler geri gönderilmeli)
6.Gümrük ve sınırlar tahkim edilmeli.
7.Kent kamera kontrol sistemleri 7/24 çalışmalı.
8.Hava ve deniz yolları güzergahlarında drone ve bilgi işlem denetimlerinin de katkısıyla,
9.İnterpol ile güç birliği geliştirilmeli.
10.Okul polisi uygulanmalı.
11.Uyuşturucu ve türevleri işine bulaşmış tüm ağababalar Yasalar önünde afsız, bağışlanmasız hesap vermeli.
12.“Nereden buldun” yasası tatbik edilmeli…
13.Ekonomi hamiline değil nama yazılı olarak (senedini sepeti) icra edilmeli.
14.MASAK ve Adli Tıp daha da güçlendirilmeli.
15.Bireysel silahlanmanın önüne geçilmeli.
16.Kamu yönetimi halkın, gençlerin spor yapma olanaklarını çağdaş anlamda geliştirmeli.
17.Uydu takip sistemlerine önem verilmeli.
18.Deniz polisi daha etkin değerlenmeli...
(*): Emniyet G.M. "Türkiye Uyuşturucu Raporu - 2025"
Verilere göre Türkiye'de 2024 yılında 427 kişi doğrudan uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle hayatını kaybetti...
375 bine yakın şüpheli hakkında ise işlem yapıldı.
Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'nın ilgili Raporu'na göre; "doğrudan madde bağlantılı ölümlerde 2023 yılına oranla yüzde 42.3'lük artış oldu".
En fazla ölüm 160 kişiyle 30 yaşın altındaki kişilerde kaydedildi.
Rapordaki verilere göre yurt genelinde 2024 yılında 309 bin 28 uyuşturucu olayına müdahale edildi.
374 bin 948 şüpheli yakalanırken, bu kişilerin yüzde 78.2'sine "kullanma amaçlı uyuşturucu madde satın almak / kabul etmek /bulundurmak" suçlarından işlem yapıldı.
2024 yılındaki 427 ölümün 244'ü yani yüzde 57.1'i çoklu madde kullanımı nedeniyle meydana geldi.
Tedavi merkezlerine yapılan toplam ayaktan tedavi başvuru sayısı 390 bin 778 olarak kayıtlara geçti.
Tedavi gören kişilerden yüzde 43,2'sinin düzenli bir işi olmadığı tespit edildi...