Sibel BAY'ın 22 Ekim 2025 tarihli yazısı: Empati Eksikliği Neden Bu Kadar Yaygınlaştı?

Son yıllarda toplumda empati eksikliği giderek daha belirgin bir hal almaya başladı. İnsanlar birbirlerini anlamakta, karşısındakinin duygularını fark etmekte ve olaylara farklı bakış açılarından yaklaşmakta zorlanıyor. Bu durum, bireysel ilişkilerden toplumsal yapıya kadar birçok alanı olumsuz etkiliyor.

Empati eksikliğinin en önemli nedenlerinden biri, iletişim biçimlerinin değişmesidir. Günlük yaşamın büyük bir kısmı artık dijital ortamda geçmektedir. Sosyal medya, mesajlaşma uygulamaları ve çevrim içi iletişim araçları, insanları fiziksel temastan uzaklaştırmıştır.
Yüz yüze iletişim azaldıkça, mimiklerin, ses tonunun ve duygusal ifadelerin yerini kısa, çoğu zaman yüzeysel cümleler almıştır. Bu durum, insanların birbirlerinin duygusal durumlarını anlamasını zorlaştırmakta ve duygusal farkındalığı zayıflatmaktadır.

Modern yaşamın getirdiği hızlı tempo, insanları sürekli bir koşuşturma içine sokmuştur. İş, eğitim, ekonomik sıkıntılar ve kişisel hedefler arasında geçen yoğun yaşam, bireylerin çevresindekilere ayırdığı zamanı azaltmaktadır. Kendi sorunlarına odaklanan birey, başkalarının duygularını fark etme konusunda yeterli dikkat gösterememektedir. Bu da empati yeteneğinin körelmesine yol açmaktadır.

Toplumlarda bireyselleşme arttıkça, “biz” duygusu yerini “ben” anlayışına bırakmaktadır. Bu durum, kişilerin yalnızlaşmasına ve başkalarının yaşantılarına karşı ilgisizleşmesine neden olmaktadır.

Empati, ortak bir duygu ve paylaşım gerektirir. Ancak toplumsal dayanışma azaldığında, bireyler arası duygusal bağlar da zayıflamaktadır. Böylece insanlar, çevresinde olup bitene karşı daha kayıtsız bir tutum sergilemeye başlamaktadır.

Kitle iletişim araçları ve sosyal medya, insanları sürekli olumsuz haberlerle karşı karşıya bırakmaktadır. Savaş, yoksulluk, şiddet ve felaket görüntülerine sık sık maruz kalmak, zamanla duyarsızlaşmaya neden olmaktadır. Bu durum, insanların başkalarının yaşadığı acıları sıradanlaştırmasına yol açmakta; dolayısıyla empati kurma kapasitesini azaltmaktadır.

Empati, doğuştan gelen bir özellik olmasının yanı sıra geliştirilebilen bir beceridir. Bunun için en temel adım, bilinçli bir şekilde dinlemeyi öğrenmektir. Karşımızdaki kişiyi yargılamadan dinlemek, duygularını anlamaya çalışmak ve onun bakış açısından olaylara yaklaşmak, empati yeteneğini güçlendirir.

Eğitim süreçlerinde empati odaklı iletişim becerilerinin kazandırılması ve toplumsal bilinçlendirme çalışmaları yapılması da bu sorunun azalmasına katkı sağlayabilir.

Empati eksikliği, yalnızca bireylerin iletişiminde değil, toplumsal huzurda da ciddi bir zafiyet oluşturur. İnsanların birbirini anlamaya, duygusal farkındalık kazanmaya ve ortak bir yaşam bilinci geliştirmeye yeniden yönelmesi gerekmektedir.