Sevdenur NAMALAN'ın 6 Eylül 2023 tarihli yazısı: Cumhuriyet’in İlanı Sonrası Basın

Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Atatürk, çeşitli inkılapları hayata geçirmeye başlamış, basın alanında da bazı değişiklikler getirmiştir. Milli Mücadele döneminden beri savaşa karşı tutum sergileyen İstanbul basını, bu dönem sonrasında da halkı kışkırtacak yayınlar yaptığından dolayı basın özgürlüğünü sınırlayacak önlemler almıştır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) 8 Aralık günü İstiklal Mahkemeleri kurulmuş, buna göre Kurtuluş Savaşı’na karşıt eylemlerde bulunanlar ve savaştan kaçanların yargılanacağı sistem getirilmiştir. İstiklal Mahkemeleri’ne çıkartılan kişiler arasında gazeteciler de bulunmaktadır. Bu isimlere bakacak olursak: Hüseyin Cahit Yalçın, Ahmet Cevdet, Ahmet Emin Yalman, Ali Naci Karacan, Necmettin Sadak, Velid Ebuzziya, Asım Us, Refik Halit Karay, Enis Tahsin Til, Asaf Minkari, Hayri Muhittin Dalkılıç, Behçet Kami, Hüseyin Şükrü Baban, Ethem İzzet Benice, Ahmet Kadri, Ali Haydar ve Abidin Daver. 

Mustafa Kemal Atatürk, basına yönelik yaptığı meclis konuşmalarında basın özgürlüğünden doğan hataların yine basın özgürlüğüyle çözüme kavuşacağını belirtmektedir. Atatürk, basın alanındaki bu özgürlüğün, Cumhuriyet rejimi ile gerçekleşeceğini ifade etmiştir. Şeyh Sait ayaklanması üzerine bu ayaklanmayı bastıracak Takrir-i Sükun kanunu çıkartılmış, böylece basın özgürlüğü alanında da sınırlamaya gidilmiştir. Bu madde şu şekildedir: “İrticaa ve isyana ve memleketin içtimai nizamını, huzur ve sükununu ve emniyet ve asayişini ihlale bais bilumum teşkilat ve tahrikat ve teşebbüsat ve neşriyatı, hükûmet, Reisicumhurun tasdiki ile re’sen ve idareten men’e mezundur.”

1938 yılında Celal Bayar hükûmeti döneminde gazetecilerin devlete bağlı bir meslek örgütü bünyesinde toplanmaları ve bu anlamda yapılacak olan çalışmaları kontrol altına alma isteği ile Ankara’da Birinci Basın Kurultayı gerçekleştirilmiştir. (Oğuzhan, 2009).

Basın Birliği ile artık gazeteciler hükûmetin denetimi ve kontrolü altına alınmıştır. Matbuat Kanunu’nda değişikliğe gidilmesi ile birlikte 27 Haziran 1938’de basının üzerinde yer alan baskı giderek artırılmıştır. Tek partili dönemden çok partili siyasal hayata geçiş ile birlikte basın özgürlüğü alanındaki baskıların, sınırlandırmaların kaldırılması gerektiği yönünde görüşler ortaya çıkmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk basınının önemi ve hürriyetinin sağlanması hususunda her zaman bu bilinçle hareket etmiş, siyasi ve askeri alanda gerçekleştirdiği başarılarda basın etkili olmuştur. 

Kaynakça

Kabacalı, A. (1990). Başlangıçtan Günümüze Türkiye'de Basın Sansürü. Gazeteciler Cemiyeti Yayınları, 114.
Oğuzhan, E. (2009). Atatürk Döneminde Basın ve Basın Özgürlüğü. İstanbul Aydın Üniversitesi Dergisi, 107-121.