Utku KABAKCI'nın 23 Aralık 2025 tarihli yazısı: Ekranlarda Filizlenen Zorbalık
Dijital çağda ekranlar vasıtasıyla yeni bir dünya inşa edildi. Bu sanal dünyada azımsanamayacak sayıda insanın gerçek kimliklerini gizleyerek, yüz yüze iletişim esnasında kullanmaya cesaret edemeyecekleri sözleri fütursuzca sarf edebildiklerini gözlemliyoruz. Siber zorbalık işte tam da bu anonimleşmeden besleniyor.
Dijital ortamlarda filizlenen zorbalığın belki de en ürkütücü yanı, belirli bir mekâna ya da zamana bağlı olmaksızın kullanıcıları özellikle de görece daha savunmasız olabilecek çocuk ve gençleri her yerde yakalayabiliyor olmasıdır. Çocukların ve gençlerin ev, okul gibi kendilerini en güvende hissetmeleri gereken yerlerde bile siber zorbalığa maruz kalmaları, toplumsal huzurun tesisinin önünde büyük bir engel teşkil ediyor. Yani siber zorbalık olarak adlandırdığımız vakalar yalnızca tek tek mağdurları değil, toplumun tamamını ilgilendiren bir sorun olarak karşımızda beliriyor. Bundan dolayı siber zorbalıkla mücadelede sorumluluğun sadece bireylere, ailelere yüklenmesinin doğru bir yaklaşım olmadığı kanaatindeyim.
Elbette bazı kötü niyetli öbekler ve şahıslar dijital mecraları başkalarını incitmek, dışlamak ya da sömürmek maksadıyla kullanmaya yeltenecektir. Bahse konu tehlike karşısında devletlerin ve toplumların ilgili tüm paydaşlarının iş birliği içinde hareket etmesi gerekiyor. Çünkü ancak bu yolla siber zorbalığın olumsuz etkileri minimuma çekilmek suretiyle, teknolojinin toplum sözleşmesinin hizmetine girmesi sağlanabilir.