Elif Aybike DEMİR'in 5 Eylül 2023 tarihli yazısı: Renkler, Atanan Anlamlar Ve Cinsiyetler
Bir aileye yeni bir bebeğin dâhil olacağı haberi alındığında kız çocuk bekleyen ebeveynler, pembe; erkek çocuk bekleyen ebeveynler, mavi eşyalardan oluşan alışverişler yapmaya başlar. Büyükanneler erkek torun için mavi, kız torun için pembe yelekler ve patikler örer. Bebeğin cinsiyetini öğrenmek adına düzenlenen cinsiyet partilerinde, organizasyon için seçilen yöntemde pembe rengin kullanılması, ailenin yeni ferdinin kız olacağını; mavi rengin kullanılması da beklenen bebeğin erkek olacağını açıklamış olur. Okula başlayan kız çocuklarına pembe, erkek çocuklarına ise mavi okul çantası alınır.
Örnekleri çoğaltacak olursak; erkeklere oranla kadınlarda 100 kat daha fazla görüldüğü söylenen meme kanseri ile ilgili farkındalık oluşturmak adına seçilen özel günde/haftada kullanılan kurdelelerin rengi de pembe ya da mordur. Yine konuya dikkat çekmek için gerçekleştirilen bir başka yöntem de "Pembe Top Sahada" projesidir (meme kanserinde erken teşhisin önemini vurgulamaya yönelik olarak basketbol karşılaşmalarında maçı başlatmak için yapılan hava atışındaki topun pembe olması).
Peki ne oldu da bu renklere, bir cinsiyeti temsil etme görevi verildi? Ne zamandan beri pembe renk kadınları, mavi renk erkekleri temsil ediyor? Bu konuyla ilgili yaygın olan iki farklı görüş bulunmakta. Bunlardan birincisi şu şekilde: Birçoğunuzun da bildiği gibi toplumların krallıklarla yönetildiği dönemlerde özellikle Asyalı milletler arasında asilik/soyluluk, o tarihlerde elde edilmesi zor olan, daha çok kıyafetlerde kullanılan mor ve pembe ile sergileniyordu. Bu renkler (zor ulaşıldığı için) prenslere, krallara layık görülüyordu.
Yakın sayılabilecek tarihlere kadar bu şekilde devam eden durum, feminist hareketlerin artmasıyla kadınların eşitlik arayışları içerisinde kendisine yer buldu. “Pembeyi biz de istiyoruz” diyen kadınlar, kısmen amaçlarına ulaştı. Kısmen diyorum, çünkü sistem bu kez de maviyi kadınların elinden alarak “Mavi, erkeği temsil eder” deyip yine iki cinsiyeti ayrışmayı/kutuplaştırmayı başardı(!).
Bir diğer varsayım da şöyle: 1800’lü yıllara kadar cinsiyet fark etmeksizin hem kız çocuklara hem de erkek çocuklara beyaz kıyafetler giydiriliyordu, çünkü renklerinin solmasından korkmadan hepsi çamaşır suyu ile yıkanabiliyordu. 1900’lü yıllara gelindiğinde bazı dergiler kızlar için mavi rengin, erkekler için pembe rengin uygun olduğu şeklinde yönlendirmeler yapmaya başladı. Bunun sonucunda kapitalizm hemen yüzünü gösterdi, aileler her çocuğa farklı kıyafetler almak zorunda kaldı. İlerleyen zamanlarda ticari değer kazanan çocuk modası sektöründe durum değişti. Bu renklerin karşılık geldiği cinsiyetler yer değiştirdi ve günümüze de o hâliyle ulaştı.