Dr. R. Bülend KIRMACI'nın 16 Eylül 2025 tarihli yazısı: Ekonomiyi Doğru Yerden Tutmak!

Devlet yönetimi siyasal erk aracılığıyla icra ediliyor.

Demokrasi diyoruz; halkın iradesiyle halkın refah ve özgürlüğünü istiyoruz.

Düz mantıkla ekonominin halkın yararına tesisi beklenir.

Her hesap, her işlem, her tasarruf halk çoğunluğunun, özellikle de üreten, emek veren kesimlerin yararına olması beklenir.

Yazık ki işler her zaman öyle yürümüyor...

Bir iki örnek ve uyarı derelim, gerçeği gözler önüne serelim; gelin beraberce düşünelim:

Ekonomide ücret, vergi, kar tüm alt sistemler, büyüme ve refahın istikrarı ve hakça paylaşımı üzerine kurulmalıdır.

Buna ekonominin ince ayarı da diyebiliriz.

Bu ayar yapılmazsa, makro hedefler dikiş tutmaz, hiç bir dümen dengeli bir seyri sağlayamaz.

Verilen zammı sıfırlayana kadar fiyatlarda artış yapıp, sınai ve ticari karları vergilerle geri almak bütçenin enflasyonunu halka sübvanse ettirmektir.

O arada kimilerinin vergi borcunu silip, ticari ve sinai faaliyet karlarını, artan vergilerle hortumlamak, cari açığın yükünü reel ekonomiye fatura etmektir.

Dahası, ücret, maaş ve emekli gelirleri, güven sorunu yaratan TÜİK verilerine göre (gelecekte) "beklenen enflasyona" göre belirlenir demek, gerçeklikten uzaktır ve refah payını dolaylı olarak eriten bir uygulamadır.

Odağında 'dar ve orta gelirli' yoksa, büyüme hedefi neye yarar?

Evet çok düşündürücü değil mi?

Söylenen başka, yaşanılan başka!

Sizce iş başına gelenler, ekonomiyi doğru yerden ve halk çoğunluğunun yararına tutuyor mu?

Ya sizler ne dersiniz ey sendikalar, akademisyenler, meslek örgütleri?..