Dr. R. Bülend KIRMACI'nın 2 Temmuz 2025 tarihli yazısı: Ormanlarımız Bize Veda Ediyor!

Küresel ısınma mı, insanın eli mi, yoksa üzerimizde bir lanet mi?

Adeta mevsimi geldi: ormanlarımız yanıyor!

Her yıl aynı çaresizlik, her yıl benzer tablolar...

Geleceğimiz, yanıyor!

Belki de doğa sevmezliğimiz yüzünden ağaçlarımız, ormanlarımız bize veda ediyor...

Evet, Tanrının bu armağanına vefasızlık yaptık; cevabı bir veda ile alıyoruz...

Dereler, akarsular, göletler, göller, ya yapılaşmaya ya da sözüm ona enerji üretimine feda edildi.

Güneş, rüzgar, jeo-termal dünya yeşil enerjinin arkasına düşmüş.

Biz, düz yolda birbirimizi yiyoruz!

Bizler, kendimiz ettik; gelecek kuşakların hakkına girdik!

Neymiş efendim yangın söndürme maliyeti çok muymuş?

Savurganlığa para var, ormanı, ağacı, ovayı, dağın çevresini korumaya yok!

En son zeytin ağaçları hedefe konulmuş...

Eyvah ki eyvah!

Zeytin ağacı milyon yıldır yaşam demek, yazık mı yazık, günah mı günah!

Yanıyor ormanımız, ağacımız; göz yaşlarımız sel olsa da, söndüremeyiz!..

Oysa, Devletimiz havadan karadan bütün olanaklarıyla insanımızın, ağacın, diğer canlıların ve toprağın bu acısını tez elden dindirmeli.

Olası bir kundaklamaya ömür boyu cezalar verilmeli.

Yanan ormanlık alanların yüz yıl yapılaşmaya kapalı tutulacağı dosta düşmana ilan edilmeli.

En kısa zamanda ağaçlandırma yapılmalı.

Yangın bölgelerine kamera kurulmalı, uydu takip ve erken uyarı ve müdahale sistemleri geliştirilmeli.

Öte yandan, Orman köylüsü, verim, eğitim ve kooperatiflerle desteklenmeli...

Unutmayalım ormanlarımız milli varlığımız ve güzel geleceğimizdir.

Korumalı, yaşatmalı; ağaçların canını bağışlamalı ki, diğer her konuda Tanrı'ya dua edecek yüzümüz olsun...