Dr. R. Bülend KIRMACI'nın 25 Temmuz 2025 tarihli yazısı: TMMOB Sanayi Kongresi ve Düşünceler...
TMMOB Makina Mühendisleri Odasının süreli dergilerinden olan "Sanayi ve Toplum"un Nisan-Temmuz sayısı yayınlanmış.
Sağ olsunlar hem derginin içeriğini pdf. formatında göndermişler, hem de gönderdikleri basın bülteninde sanayileşme ağırlıklı etkinliklerinden söz etmişler...
19-20 Aralık’ta Emperyalizmin Yeni Biçimleri ve Sanayileşme Stratejileri ana teması ile yapılacak olan TMMOB Sanayi Kongresi 2025 kapsamında;
26 Nisan’da İstanbul’da yapılan Sanayi Kongresine Giderken / Dünyada ve Türkiye’de Sanayi Politikaları etkinliğindeki birbirinden değerli konuşmaların yer aldığı dergiden, Prof. Dr. Korkut Boratav'ın kimi tespitlerini sizlerle paylaşmak istedim.
Dr. Boratav bildirgesinde şunları söylüyor: "... Emperyalizm, böylece tarih sahnesinde bir kez daha saldırganlaşarak; şiddet ve savaşların yaratıcısı olarak yer almaktadır. Bu nedenle de emperyalizmin eleştirel analizini iktisat boyutunun ötesine taşımak gereklidir.
2025 Sanayi Kongresi’ne bu doğrultuda katkıları çağırmalıyız.
Son çeyrek yüzyıl içinde Balkanlarda başlayarak Kuzey Afrika üzerinden Afganistan’a kadar uzanan bir coğrafyada savaşların emekçi sınıflar üzerindeki
yıkımı, 20’nci yüzyılın iki Cihan Savaşı’nı, ayrıca sömürge savaşlarını andıran boyutlara yaklaşmaktadır.
Niteliksel değişmeler daha hafif değildir. İktidarlar yıkılmakta; toplumsal yapı çökmekte; insanî felaketler, İslam coğrafyasından Türkiye ve Libya üzerinden Batı Avrupa’ya göçleri tırmandırmaktadır..."
Ve ekliyor: "... Dahası, neo-liberal şok ve 'reform' politikalarının Siyah Afrika ve Latin Amerika’da yarattığı yoksullaşma ve bölüşüm şokları Güney’den Avrupa ve ABD’ye insan akımlarını tırmandırmakta eklenmektedir. Batı Avrupa ve ABD işçi sınıfları sıkıntıdadır: Neo-liberal dönemde ucuz emek arayan sanayi sermayesi üretimi Güney Doğu Asya, Çin ve Meksika doğrultusuna taşırken Doğu’dan ve Güney’den akan göçmenler ücretleri baskı atında tutmaktadır."
Korkut Boratav, "Çok taraflı veya çok-kutuplu bir dünyanın oluşum seçenekleri, örneğin Küresel Güney’i temsil etme iddiası olan ve Rusya ile Çin’in öne çıktığı, dünya üretim ve dış ticaret hacminin çoğunluğunu gerçekleştiren BRICS..." (vurgusuyla konuşmasını tamamlıyor-bk)
Evet Dünyanın içine girdiği savaşlar ve iktisadi bunalım çağı ''sanayisizleştirme'' başta çok farklı karanlık plan ve projeler ile insanlığın ve özellikle ulus-devletlerin üstüne bir karabasan gibi çökmüş bulunuyor...
Bu saptamaların ışığında benim de naçizane yorumum şudur: Türkiye, karma-ekonomi temelinde, planla kalkınma ekseninde, sanayileşme konusuna büyük önem vermelidir.
Bu anlayış çerçevesinde, enerji ve tarım da dahil olmak üzere sanayileşme bizim siyaset üstü milli meselemiz olarak tanımlanmalıdır.
Ulusal sanayileşme, halkın refahı ve gücüne dayalı devletin ve devletin gücüne dayalı güvenlik sistemlerinin geliştirilmesi kapsamında özgürlüğümüz ve bağımsızlığımızın da teminatıdır.