Betül Gökçe AKGÖL'ün 25 Temmuz 2025 tarihli yazısı: Bozkır Çiçekleri

“İnsan şu ya da bu biçimde bir yol bulmak zorundadır; yaşamak için, dayanmak için, avunmak için..”

Selçuk Baran çok yeni tanıştığım ancak daha önce tanışmadığıma pişman olduğum bir yazar oldu benim için.

Bozkır Çiçekleri’nde yolları kesişen üç sıradan insanın, aslında üç bozkır çiçeğinin birbirlerinin hayatlarına dokunup daha sonra sessiz sedasız kendi yollarına gitmeleri o kadar naif anlatılmıştı ki. Bu üç bozkır çiçeğinin içsel çatışmalarında ise kendinizden bir şeyler bulmanız mümkün. Satırları okurken adeta Ankara’nın 70’li yıllarında, Dikmen yokuşunda, Karanfil Sokak’ta geziniyorsunuz. Kitap bittiğinde neredeyse her cümlesi aklıma kazındı diyebilirim.

Bozkır Çiçekleri, 1970’lerin Ankara’sında geçen bir öyküyü anlatıyor. Roman, 1980 civarında noktalanıyor. Hikâye üç temel karakterin etrafında şekilleniyor: Seyfi, Nurten ve Müfit.

Roman baştan sona oldukça öngörülebilir bir akışa sahip. Konusu klişe sayılabilir: Yalnızlık, sıkışmışlık hissi, gurbette hayata tutunma mücadelesi ve aşk. Kitabı okurken içinizde hep bir hüzün havası dolaşıyor. Karakterlerin mutlu anlarında bile bir kırgınlık, bir gölge hissediliyor.

Hikâye Seyfi’nin yaşamı üzerinden başlıyor. İlk başta onun Ankara’ya gelişine, annesiyle yaşadığı hayata ve çalışmaya atılışına tanık oluyoruz. Seyfi henüz çok genç, daha on sekiz yaşında iş hayatına atılıyor, annesine bakıyor, hayatın yükünü omuzluyor. İş yerinde Nurten’le karşılaşmasıyla düzeni altüst oluyor. Nurten, Seyfi’den yaşça büyük, deneyimli ve geçmişinde zorlu olaylar yaşamış genç bir kadın. Hayata ve insanlara karşı kırgın, içine kapanık, soğuk bir duruşu var.

Roman ilerledikçe her karakteri ayrı ayrı tanıyoruz ve sonunda Müfit devreye giriyor. Müfit, kitaptaki en kültürlü, en aydın karakter. Seyfi de aslında kitap okumayı seven, meraklı bir genç; ancak Müfit bambaşka bir düzeyde. O, Seyfi’nin hem arkadaşı hem de hayranlık duyduğu bir figür, adeta bir örnek. Müfit’in düşünceleri, olaylara yaklaşımı Seyfi’yi derinden etkiliyor.

Üç kahramanın yaşamı, hayata bakışları, ilişkileri, yalnızlıkları üzerine kurgulanmış bu romanı severek okudum, umarım siz de seversiniz.