Dr. R. Bülend KIRMACI'nın 9 Eylül 2025 tarihli yazısı: Uluslararası?

Değerli okurlarım, yıllık iznimin bir bölümü sona erdi:

Yeniden kalem başı yapıyoruz!

Sizleri özlemişim.

Geride bıraktığımız haftalarda gündem malum gelişmelerle dolu geçti.

Bu yazımda üzerinde durmak istediğim konular sanırım çoğumuzun gözden kaçırdığı konulardır.

Haydi biz yurttaşlar olarak diyelim bu olgulara zaman ayıramıyoruz; tv'den internetten önümüze ve gözümüze serilen 'gündem' ile sınırlı kalıyoruz.

Peki ya yönetim erkini ellerinde bulunduranlar? Ya siyasal sorumluluk ve mevkisi olanlar?

Onlar neden bu olgulara değinmek ihtiyacını hissetmez gerçekten anlamıyorum.

Diyeceğim şu: çağımızda "Dünya..." her anlamda küçüldü; teknolojik gelişmeler, iktisadi ve güvenlik ilişkilerini de değişime uğrattı.

İnsanlar gibi devletler de yalnız yaşamıyor...

Bu, doğal...

Öyleyse devletler, kurumlar, şirketler arasında da ilişkileri düzenleyecek kurallara ihtiyaç var ve değişimle birlikte bu ihtiyacın gerekleri de değişiyor...

Buna "Uluslararası-lık" diyebiliriz.

Ancak bu noktada aşırıya kaçmamak da gerekiyor...

Önümüze her konulanı yemek ve sindirmek zorunda değiliz.

İşte bu gerçek, yönetimde denetim, idarede denge sorunu ve olgusunu beraberinde getiriyor...

Uluslararası kalalım ancak ulusal olalım bütün mesele budur...

Gelelim dikkat çekmek istediğim ve gözden kaçan olgulara...

Evet, uluslararası anlaşmaların kendi Anayasa hukukumuz üstünde kabulü uygar dünyanın bir bileşeni olmanın gereğidir.

Ancak, kimi uluslararası kurumlarda demokratik işleyiş ve saydamlık ile ilgili sorunlar vardır.

Öte yandan içinde yaşadığımız iletişim çağında 'yeni dünya düzeni' ulus-devletlerden güçlü hale geliyor.

Nihayet ilk önerilerim şunlardır:

1. Dünya Sağlık Örgütünün devletleri bağlayıcı olası bir anlaşmaya asla imza atmayalım.

2. 'İkiz Yasaları' TBMM tarafından tez elden kaldıralım...

Evet bu iki 'olgu' tuzaklı, mayınlı, kumpaslı alanlardır; başımıza dert açabilir...

Nihayet;

Ticaret, bilim, insan hakları sistemlerine saygılı bir katılım ile bu sistemlere ulusal birikimimize dayalı bir katkı, bizim için de Dünya için de çok daha evladır...

Bilmem haksız mıyım değerli okurlarım?