Utku KABAKCI'nın 16 Aralık 2025 tarihli yazısı: Yapay Zekâ, Yapay Zekâya Karşı
Dijital çağın belki de en tehlikeli sonucu, dezenformasyon ve manipülasyon maksadıyla üretilen sahte içeriklerin hızla dolaşıma sokulabilmesidir. Bu tehlike yapay zekâ teknolojisiyle birleştiğinde ise çok daha ciddi bir boyut kazanmaktadır. Çünkü yapay zekâ kullanılarak oluşturulan sahte görüntüler, montajlanmış sesler ve bütünüyle kurgu metinler, gerçekmiş gibi sunularak kamunun algılarıyla oynanmaya çalışılmaktadır.
Bu yeni sorun karşısında çözüm, ironik biçimde, yine yapay zekâdan gelebilir. İnsan duyularıyla ayırt edilmesi neredeyse imkânsız olan bu tür sahte içerikler, algoritmaların mikro seviyedeki dijital iz sürme kapasitesi sayesinde tespit edilebilmektedir. Piksel hareketlerden görüntü manipülasyonlarını, frekans sapmalarından ses kopyalamalarını, dilsel aykırılıklardan ise sahte metinleri deşifre edebilen modeller, dezenformasyonla mücadelede yeni nesil bir savunma düzeneği sunmaktadır. Elbette insan zihnini hedef alan saldırı teknikleri geliştikçe, bunlara karşı alınan önlemler de sürekli yenilenecektir. Bu bağlamda dikkat çekici olan, yapay zekâ kaynaklı tehditlere karşı yine yapay zekânın en etkili araç olarak öne çıkmasıdır.
Tüm bu hususlar analiz edilirken, artılar ve eksiler masaya yatırılırken yalnızca teknoloji merkezli bir bakış açısına saplanmamak gerekir. Çünkü yapay zekânın doğurduğu risklerin ya da sunduğu fırsatların nihai etkisini belirleyecek olan, bu araçların nasıl bir etik çerçevede, hangi kurumsal sorumluluk ülküsüyle ve ne tür bir toplumsal şuur düzeyiyle kullanılacağıdır. Yapay zekânın büyüklüğü, ancak onu çevreleyen ilkeler kadar sağlıklı sonuçlar üretebilir. Aksi hâlde en gelişmiş sistemler bile, doğru yönetilemedikleri takdirde, toplumu manipüle eden yalan makinelerine dönüşebilir.