Dr. R. Bülend KIRMACI'nın 6 Mayıs 2025 tarihli yazısı: Altta Kalanın Canı Çıksın!
Türkiye 80'den bu yana artık "sosyal devlet" değildir!
Eğitim, paralıdır!
Sağlık, paralıdır!
Sosyal güvenlik, paralıdır!
Siyaset, pahalıdır!
İnsan hayatı ise, ucuzdur; şimdilik "hava" bedavadır...
Yolsuzluk her yanı sarmış, liyakat her yerden kovulmuş;
Yoksulluğun yarıçapı genişlemiş; orta direk bel vermiş;
Vatandaş bankalara, devlet, yabancı bankerlere muazzam borçlu hale gelmiştir...
Milli gelirden en fazla pay alanlar ile en az pay alanlar arasında 9 kat fark vardır...
Nüfusun yarısından çoğu yoksulluk sınırı altında ayakta ve hayatta kalma mücadelesi vermektedir...
Bu tabloda, otoyolları, hava limanları, köprüleri ve otelleri ve AVM'leri gelişen bir Türkiye de vardır;
Ancak bu "kartpostal" ekonomisi olup, gerçek bir kalkınmaya karşılık gelmez.
Gerçek bir kalkınma; eğitimi, istihdamı, teknolojisi, katma değer üretimi ile olur ve adil bir gelir dağılımı ile artan değerin tekrar ekonomiye dönmesi ile istikrar bulur.
Biz, yoksulluğu büyütüyoruz; büyümemiz bile gelir çarpıklığını artırıyor...
Altta kalanın canı çıkıyor!
Emekli aylık bağlanma oranları düşük, kök maaş denilen tıkaç, artışı tıkar halde,
Enflasyon hesabı tartışmalı ve gerçeğin neredeyse yarısı,
Refah payı buhar vaziyette...
Karlarını yüzlerce kat artıran kimi özel şirketlerin vergi borcu siliniyor,
ballı zamlar sadece vekillere tatbik ediliyor...
Piyasa kontrolden çıktı, özellikle gıdada fiyat terörü yaşanıyor...
Yazık bu halka, hepimize yazık !
Enflasyon/pahalılık/işsizlik/borçlanma..
Hepsi, sonuç!
Yıllardır çareyi gösteriyoruz:
tasarruf + yatırım + istihdam + üretim + hakça paylaşım = güçlü halk, güçlü devlet!
Ve...
Sosyal devlet, sömürüsüz ekonomi, kesintisiz demokrasi!
Mümkün mü?
Elbet!