Mehmet KÜÇÜKEKEN'in 19 Haziran 2025 tarihli yazısı: Astsubayın Sessiz Çığlığı

Ben bir astsubayım. Ve benim gibi binlercesi. Türk’ün tarih sahnesine çıktığı ilk günden beri başroldeyiz. Vatanın her karış toprağında, gece gündüz demeden, mesai mefhumu gözetmeksizin görev yapan bir askerim. Ben, cephede vazifenin gereğini hatasız yerine getiren, zimmetine verilen her türlü sorumluluğu eksiksiz taşıyan, vatanı koruyan ve gerektiğinde tek başına vatan kurtaran bir kahramanım. Ama aynı zamanda, toplumun gözünde sıkça unutulan, küçümsenen ve emekliliğinde yalnızlığa terk edilen bir insanım.

Astsubayların suskun kalışları aslında sessiz çığlıkları olarak yankılanır vicdanlarda da bizler duymayız. Onların mağduriyetlerini, unutulmuşluklarını ve hak kayıplarını gözler önüne sermek için kalem ile kağıda yazı yazmak, kelam ile dil dökmektir muhataplara tarihe not düşerek.

Ben bir astsubayım ve bu hikaye, benim hikayem.

Astsubayın Onurlu Görevi ve Görünmez Kılınan İtibarı

Astsubaylık, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin omurgasıdır. Verilen her görevi hatasız yerine getiren, disiplini, fedakârlığı ve vatan sevgisiyle tanınan onurlu bir meslektir. Savaşta cepheyi tutar, barışta nöbeti bırakmaz. Astsubay, generalin stratejisini sahada hayata geçirir, emirlerin ve vazifenin gereğini eksiksiz uygular. Hasta kaybeden doktor, para batıran iş adamı, hatalı işlem yapan memur görülmüştür; ama astsubayın başarısız olduğu bir görev, tarih boyunca yok denecek kadar nadirdir. Peki, bu kadar kritik bir rol üstlenen astsubay, neden toplumda hak ettiği itibarı görememektedir?

Filmlerde, dizilerde astsubaylar genellikle karikatürize edilir; göbekli, komik ya da arka planda bir figür olarak gösterilir. Toplantılarda fikirleri en alt seviyede değer görür, lojman ve kamp sıralarında en sonlarda yer bulur. Toplum, astsubayı ne kadar donanımlı, liyakatli ve başarılı olursa olsun “yazar”, “profesör” ya da “iş adamı” gibi sıfatlarla değil, yalnızca ’’astsubay’’ ya da “emekli astsubay” olarak tanımlar. Oysa astsubay, her zaman asli görevinin ötesine geçmiş, ek görevler üstlenmiş, türlü sorumlulukları sırtlamış ve vatan için canını ortaya koymuştur.

Bu itibar suikastının sebebi nedir?

Neden astsubayın onuru, toplumun gözünde gölgelenir?

Astsubaylar neden kıskanılır!

Emeklilik: Kahramanlıktan Unutulmuşluğa

Astsubayın en büyük mağduriyeti, emeklilikle başlar. Görevdeyken vatanın sigortası olan bu kahramanlar, emekli olduklarında adeta yalnızlığa terk edilir. Emekli maaşı, geçim savaşında yetersiz kalır. Bir astsubay, marketten markete, pazardan pazara indirim peşinde koşar; çay, zeytin, ekmek ve makarnayla iaşesini sürdürmeye çalışır yarı aç yarı tok. Çoğu, ay sonunu getirebilmek için ek iş yapar: taksicilik, güvenlik görevlisi, site yöneticiliği… Bu meslekler, astsubayın onurlu geçmişine gölge düşürmez; ama toplumun ve devletin vefasızlığı, bu kahramanları bu duruma adeta mahkûm eder.

Emekli astsubaylar, şehir yaşamını sevmediklerinden değil, geçim derdinden dolayı kırsal bölgelere ya da hayatın daha ucuz olduğu kasabalara göç eder. Eşlerini, çocuklarını gurbette bırakarak ya da onları da bu zorlu yolculuğa sürükleyerek yaşam mücadelesi verirler. Nakliye firmalarının “abonesi”, beyaz eşya dükkânlarının “velinimeti” olurlar; çünkü sürekli taşınmak, astsubayın yazgısıdır. Emekli olduklarında ise son atama yerleri olan küçücük konutlarında; ev ve balkon nöbetine devam ederler, çünkü sosyal yaşamın içinde olmak harcama yapmalarını gerektirir. Bir de hala evleri kira ise ne durumda olduklarını ne siz sorun ne de ben söyleyeyim.

Hak Kayıpları ve Toplumsal Vefasızlık

Astsubayın hak kayıpları, yalnızca maddi değildir. Toplum, son dönemlerde astsubayı “düşük profil” bir meslek sahibi olarak görmeye başlamıştır. “Astsubayım!” dediğinde, küçümseyici bakışlarla karşılaşır. Oysa astsubay, vatanın bekası için canını vermiş ve her an canını vermeye hazırdır. Savaşta, harekatta ve operasyonda başarı elde edilmesinde ve zaferin kazanılmasında astsubayların cesaret ve kahramanlıklarının etkisi çok büyüktür.

Peki, neden bu meslek, toplumun gözünde hak ettiği değeri bulamaz?

Neden astsubayın başarıları, fedakârlıkları, kahramanlıkları çabucak unutulur?

Ya da unutturulur?

Emekli astsubaylar, devletin sosyal ve ekonomik politikalarında da göz ardı edilir. Emekli maaşları, enflasyon karşısında buzun suda eridiği gibi erir; sosyal haklar, diğer meslek gruplarına kıyasla yetersiz kalır. Astsubaylar, görevdeyken devletin en güvenilir neferleriyken, emeklilikte devletin unutulmuş evlatları olur. Bu vefasızlık, yalnızca astsubayı değil, onun ailesini ve sevenlerini de derinden yaralar. Çocukları, babalarının kahramanlık hikâyeleriyle büyür; ama toplumun bu kahramanlara verdiği değer, onların hayallerini gölgeler.

Astsubayın Çözüm Bekleyen Sorunları

Astsubayların mağduriyetlerinin çözümü, hem maddi hem de manevi adımlar gerektirir. İlk olarak, emekli astsubayların emekli maaşları, insanca bir yaşam sürebilecekleri seviyeye yükseltilmelidir. Sosyal haklar, diğer meslek gruplarıyla eşitlenmeli; lojman, kamp ve sağlık hizmetlerinde öncelik tanınmalıdır. Astsubaylar, görevdeyken nasıl devletin sigortasıysa, emeklilikte de devletin vefalı evlatları olmalıdır.

Manevi olarak ise, astsubayların itibarının iade edilmesi şarttır. Medyada astsubayların karikatürize edilmesi yerine, onların kahramanlık hikâyeleri anlatılmalıdır. Toplum, astsubayın vatan için ne kadar kritik bir rol üstlendiğini bilmelidir ve de öğrenmelidir. Eğitim müfredatlarında, astsubayların fedakârlıkları ve başarıları genç nesillere aktarılmalıdır. Astsubaylar, toplantılarda en arka sıralarda değil, hak ettikleri yerde, ön saflarda olmalıdır.

Astsubayın Onuru, Vatanın Onurudur.

Ben bir astsubayım. Vatan için canımı vermeye hazır, görevimi hatasız yerine getiren, sorumluluklarımı eksiksiz taşıyan bir kahramanım. Ama aynı zamanda, toplumun küçümseyici bakışlarına, devletin vefasızlığına ve emekliliğin yalnızlığına mahkûm edilen bir insanım. Astsubayın mağduriyeti, yalnızca bir meslek grubunun sorunu değil, vatanın onur meselesidir. Çünkü astsubayın onuru, vatanın onurudur.

Susmak, astsubayın sessiz çığlığıdır. Bu çığlığı duymak, astsubayın hak ettiği değeri vermek, yalnızca devlet ve toplum için değil, vatanın geleceği için de bir borçtur. Astsubaylar, unutulmayı değil, hatırlanmayı; küçümsenmeyi değil, saygıyı; yalnızlığı değil, vefayı hak eder. Çünkü astsubaylık, en onurlu meslektir; astsubay, vatanın görünmez kahramanıdır.

Şehitlere rahmet,

Gazilere saygı,

Bayrağa selam,

Vatana canımız feda olsun!