Dr. R.Bülend KIRMACI'nın 12 Aralık 2025 tarihli yazısı: Borçlanma Vaat Eden Maliye, Yoksulluk Üreten Büyüme...
Cari denge akortsuz; bütçe açık; borçlar dağlar kadar!
Niye?
Çünkü denklem yanlış...
Düzen, insafsız!
Dünyanın en bozuk gelir dağılımına sahip ülkelerinden biriyiz.
Enflasyondan arındırsak da, "artık gelir" = büyüme bu tablonun üstüne biniyor:
Büyüme zenginleştiren bir gelişmeye karşılık gelmiyor.
Tam tersine uçuk kaçık hesaplarla, orta direk ve alt gelir grubu daha da fakirleşiyor...
Sosyal devlet öldü; sosyal adalet öldü; sosyal büyüme de öldü...
Zenginler daha zengin oluyor, fakirin payına yavan ekmek düşüyor!
Kamu yönetimi vergi ve sair alacaklarına reel faiz tatbik ediyor...
... İş maaşlara, ücretlere ve emekli gelirlerine gelince "artış", reel değil sanal yani beklenen enflasyona göre uygulanıyor...
Dar gelirliler, üstten hayat pahalılığı ile eziliyor, alttan alta ise, kamu eliyle: gerçek dışı ücret, maaş zamlarıyla ve ama reel vergi ve hizmet bedeli artışlarıyla perişan oluyor...
Gerçekte kardan, kazançtan ve servetten vergi tahsil etmekte "zorlanan" kamu, kendi kendini de ezdiriyor:
Borçlu devlet, Borçlu yurttaş ve eşittir borç vaat eden bir mali yapı beliriyor...
Aslında, orta direğe ÖTV, yoksul kesimlere KDV ile yüklenmektense; tüketime dayalı ithalata Gümrük Duvarlarını alabildiğine Yükseltmek gerekirdi...
Üretim artar, pazar dinamizm sağlar; Büyüme onu finanse eden kesimlere yönelme şansı bulurdu...
Bu yol mali ve sosyal disiplin yolu olup, aslında, ödemeler dengesi, bütçe dengesi hatta cari açıkla mücadele açısından çok daha evla bir yoldur...
Kaldı ki;
İNSANLARA
BORÇLANMA DEĞİL ÜRETİM VAAT EDİLMELİDİR.
O arada Tasarruf ise milli bir görevdir.
Özellikle gençlerimize iş sağlamak zorundayız.
Çünkü huzur içinde geleceğe umutla bakabilen insanlar, özellikle de gençler, demokrasiye de en büyük katkıyı yaparlar.
Dahası, yıllardır ücrette hakkaniyet - vergide adalet diyoruz.
Yukarıda da ifade ettiğim gibi: Vergi yükünün gayrı adil dağılımı aynı zamanda milli gelirin de gayrı adil dağılımıdır.
Büyümeyi küstüren, kelepir, külüstür hale getiren işte bu yanlış denklemdir...
Oysa, vergi tabana yayılmalı, kayıp-kaçak en aza indirgenmeli, gerçekten istihdam sağlayan yatırım için vergi kolaylıkları artırılmalı ve elbette çok kazanandan çok vergi alınarak, toplumsal - iktisadi barışa katkı sağlanmalıdır.
Nihayet sosyal büyüme ve gelir dağılımı adaleti için: ÖTV gözden geçirilmeli, sağlık, eğitim harcamalarında KDV iadesi etkinleştirilmelidir.
Zenginleştiren Büyüme, Dengeli bir iktisadi mali politikalar manzumesi ve kurumsallığına bağlıdır...
Bilmem siz ne düşünürsünüz?