Dr. R.Bülend KIRMACI'nın 26 Aralık 2025 tarihli yazısı: Kavgamız!

Nimetlerin nadir, beklentilerin çok olduğu bir dünya!

Dördüncü Endüstri Devrimi ve yapay zekanın ortamında;

Herkes, malını satmak, piyasaya hükümran olmak ve kendi kurallarını dayatmak istiyor...

Milletler ailesi ve hatta aynı coğrafyada çeşitli gelir kümeleri arasında büyük rant ve paylaşım savaşımları sürüyor.

Evet, kavga var!

Hep oldu ve olacak...

İnsanlık bir dolu yönüyle hala çok ilkel!

İnsan ve insanın yönettiği devlet düzenleri kavgaya öylesine alışmış ki, ortada düşman olmasa, aynada kendisiyle kavga edecek.

Bizim kavgamız ise daha soylu...

Bir, sömürgeci sabıkamız yok...

İki, büyük kavgamızı emperyalizme karşı vermişiz...

Düşmanımız (düşmanlarımız) ise, hep var!

Türkiye'nin devlet olarak dış düşmanları belli!..

Ya içerideki düşmanlıklar kimlerin eseri?

Üreticinin, girişimcinin ve tüketicinin, yani Türkiye halkının,

"iç düşmanları", deyim yerindeyse, döviz spekülatörleri, gıda stokçuları,

yatırımcıyı bankere kreditöre mecbur eden aşırı faizci sistem;

Emeği, emekten gelen girişimciyi, esnafı, sanatkarı ezen bir çıngıraklı çalgılı çalakalem çarkı bozuk düzen!

Bu düzen, üretim devrimiyle ve direnme ekonomisiyle değişebilir, bu kavga öyle kazanılabilir!

Ve gerçekte ve devlet ve toplum ve yurttaşlar olarak biz, hep birlikte, fukaralıkla kavga etmeli, cehaletle kavga etmeliyiz...

Cehalet paydaşlığı içinde yalnız ileri adımlara karşı çıkan köhnemiş anlayışlar değil, aynı zamanda, ırkçı, bölücü, dinci, mezhepçi, dışlayıcı yaklaşımlar da yer tutar.

Cumhuriyet kazanımlarımıza sahip çıkarak, toplumsal değerlerimize saygı duyarak, ulusal çıkarlarımızı ve halkımızın esenliğini her şeyden üstün tutmalı,

üretken bir ekonomi, gelişen bir demokrasi, giderek güçlenen bir Türkiye özlemini en yüksekte ve yürekte taşımalıyız.

İçerideki düşmanlarımız, kan emici sülükler ve paslı, kirli cehalettir; kavgamızı bunlara karşı vermeliyiz.

Bu kavgayı, çağdaş eğitimle ve planlı ekonomiyle kazanırız...

Türkiye sektörel planlamayı ihmal etmeden, entegre bir ulaşım ve bilgi-işlem ağıyla tekno-park ve OSB'lerini ve büyük kalkınma projelerini birbirine bağlamalı.

Türkiye'nin dış cephede hiç bir şekilde bileğinin bükülmeyeceğine, iç cephede ise kavgalarını bilimin ve aklın ışığında kazanacağına inancım tamdır.