Sibel BAY'ın 10 Eylül 2025 tarihli yazısı: Hızlı Yaşam Temposunda İç Huzuru Bulmak
Günümüz dünyasında her şey büyük bir hızla akıp gidiyor. Sabah gözümüzü açtığımız andan gece başımızı yastığa koyuncaya kadar sürekli bir koşuşturma içerisindeyiz.
İş, okul, trafik, sosyal medya, bitmeyen sorumluluklar… Zaman yetmiyor, nefes almaya bile fırsat kalmıyor. Hızla tüketilen günlerin içinde en çok kaybettiğimiz şeyin aslında iç huzurumuz olduğunu fark etmiyoruz.
Oysa insanın en temel ihtiyacı, maddi kazançlardan ya da başarı hırsından önce, iç dünyasında dinginliği yakalayabilmesidir. Ne yazık ki modern çağ bize sürekli daha fazlasını başarma, daha hızlı olma ve sürekli “yetişme” baskısı yüklüyor. Bu baskı altında kalan ruhumuz da yavaş yavaş yoruluyor.
Peki, bu yoğun tempoda iç huzuru bulmak mümkün mü? Elbette mümkün.
Belki de çözüm, hızlanan hayatın ortasında biraz yavaşlamayı göze almakta yatıyor. Sabah birkaç dakikalık sessizlik, gün içinde kısa bir yürüyüş, sosyal medyadan ara ara uzaklaşmak bile zihnimizi rahatlatabiliyor. Küçük alışkanlıklarla kendimize ayıracağımız zaman, ruhumuza yapacağımız en büyük yatırım.
Unutmamak gerekir ki, iç huzur dışarıda aranan bir şey değil; tam aksine içimizde keşfedilmeyi bekleyen bir değer. Dünyanın karmaşasına kapılmadan, hayatın koşuşturmacasında kendimize bir nefeslik alan açabilirsek, gerçek huzurun aslında sadelikte gizli olduğunu görebiliriz.