R. Bülend KIRMACI'nın 8 Şubat 2024 tarihli yazısı: Ekonominin Aritmetiği

Bu yazının kodlu başlığı, aritmetikte dört işlemin sembolüdür. Mors alfabesi ile açıkça yazıldığında başlık, "Ekonominin Aritmetiği"dir. Değerli yayıncımız Vova Yayınları’ndan son çıkan kitaplarımdan birinin de adıdır.

Evet, hayat bir yerde matematiktir. Matematiği hayata aktaran ise başlıktaki dört sembolle ifade edilen dört işlem olup yalın anlamda buna da aritmetik denir.

Yaşarken aritmetik bizim en temel yardımcımız değil midir? Örneğin bankadan alacağımız faizi çarparak hesaplıyor, sağa sola borçlarımızı gelirimizden düşmek için önce topluyor sonra gelirimizden çıkartıyor, arsa-tarla her türlü taşınmazı miras hukukuna göre varisler arasında pay etmek için bölme işlevine başvuruyoruz.

Daha neler neler yapıyoruz. Atomu parçalarken aşıya formüller yazarken inşa edilecek baraj, yol, köprülerin statiğini hesapladığımız her adımda; matematik, geometri ve aritmetik başrolü oynuyor.

Öte yandan devletlerin bütçeleri ve borçları, yatırım dağılımı ve üretim ile gelirin bölüşümü gibi her iktisadi konuda da aritmetik temel işlev görüyor.

Gerçekten son yıllarda ekonometri ve istatistik bilimlerinde büyük sıçrama da yaşandı. Dünya Bankasından, uluslararası para fonlarından uygulamacı ve planlamanın her aşamasında da aritmetik var.

“Öyleyse aritmetikten bir başka açıdan da yararlanmak uygun olur” düşüncesi ile belki de ülkemizde ilk defa duyacağınız bir formülü, üstelik sosyal parametreleri ile geliştirmeye çalıştım. 

Adını da “ekonominin aritmetiği” koydum ki eğer bu önerim zamanla gelişirse, çok daha derin bir yer bulabilir, iktisadi ve sosyal organizasyonların verimi için kullanılabilir. Basit bir matris aslında, dört işlem bir turnusol kâğıdı gibi çalışabiliyor ve çok az okuma-yazma bilenlerin bile anlayabileceği bir ölçüm değerini ortaya koyabiliyor.

“Beni yöneten, ne kadar benden” sorusunu aracısız yanıtlayabilmek için bu denklemi önümüze koyar, önümüze koyulanlarla karşılaştırır ve belli bir sonuca varabiliriz. Dahası bu denklemi özellikle ölçüsüz vaatler altında ezilen siyasete çeki düzen vermede bir kontrol kalemi olarak da değerlendirebiliriz.

Peki nedir +, ÷, -, × ?

Bu dört işlem (toplama, çıkartma, çarpma, bölme) temelinde birikim, bölüşüm, üretim ile artı değer konularını ele akabiliriz. 

Birikimde neydik, nereye geldik? Bölüşümde dünya nerede, biz neredeyiz? Üretimin, tahsilatın çarpan etkisini yapabilip katma değerli mal ve mamul satabildik mi?  

İşte bu başlıklarda, bu semboller izleğinde “Ekonomi, siyaset, sosyal ve kültürel yaşamımız acaba geri mi gitti yoksa ‘ilerledik’ mi” sorularına da yanıt bulabiliriz.

Tüm bu semboller ve değerler sesiyle; gelirden yatırımlara, tarımdan işletmelere ekonomide “durum tespitleri” yapılması ve aynı zamanda “olması gerekenlerin” belli bir görüş açısı ekseninde siyasete ve oradan karar alma süreçlerine aktarılması da olanaklı olabiliyor.

Bakınız şu var: Milli geliri artırmalıyız (bu artı), yaratılan geliri hakça dağıtmalıyız (bu bölme), teknolojiye dayalı katma değer elde etmeliyiz (bu çarpma) ve de israf ve savurganlığı hayatımızdan  çıkartmalıyız (bu çıkartma).

İşte böylesine basitçe de ifade edebileceğimiz ekonominin aritmetiği, bize çok daha özenli tercihler, çok daha nesnel yorumlar ve karşılaştırmalar sonucu sağlıklı kararlar alma olanağı da sunacaktır.

Tüm bu matrisin sosyal sağlaması ise esas olarak ekonomide demokrasi, demokrasinin de katkısıyla akılcı ekonominin tesisi açısından siyaseti ve toplumu bekleyen görevlerin, sorumlulukların hatırlanması olacaktır.