Betül Gökçe AKGÖL'ün 8 Ağustos 2025 tarihli yazısı: Bir Gün Tek Başına

Uzun zamandır merak ettiğim, gözümün biraz korktuğu, “Acaba bu kitabı nasıl okuyacağım?” diye düşündüğüm, detaylıca araştırdığım ve birçok kişiden olumlu yorumlar aldıktan sonra okumaya karar verdiğim muazzam bir kitaptan bahsetmek istiyorum! Vedat Türkali’nin de dediği gibi, "İlk elli sayfayı okuyan kitabı elinden bırakamaz." Bu büyük iddia karşısında içten içe umudum vardı ve gerçekten de haklı çıktı.

Kitap o kadar akıcı ki sayfa sayısı hiç önemli değilmiş gibi hissediyorsunuz; sanki yüz sayfalık bir eseri okuyormuşsunuz gibi. Her sayfayı çevirdikçe merakınız artıyor, üzülüyorsunuz, öfkeleniyorsunuz, seviniyor ve heyecanlanıyorsunuz. Evet, bu eser tüm duyguları size yaşatıyor.

Vedat Türkali’nin 1974 yılında yayımlanan ilk romanı “Bir Gün Tek Başına,” aynı zamanda 1974 Milliyet Yayınları Roman Ödülü ile 1975 Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazanmıştır.

Bu eser hem politik bir roman hem de derin bir aşk hikâyesi sunuyor. Günsel ile Kenan’ın tutku dolu ilişkisi üzerinden, 27 Mayıs askeri darbesinin sivil kesim üzerindeki etkileri anlatılıyor. Yazar, dönemin Türkiye’sini ve siyasi atmosferini öylesine ustalıkla yansıtıyor ki, okurken kendinizi olayların tam içinde bulmanız kaçınılmaz.