Betül Gökçe AKGÖL'ün 30 Eylül 2025 tarihli yazısı: Sokak Kedileri: Şehrin Sessiz Dostları
Şehirler çoğu zaman gürültüyle, ışıklarla ve hızlı adımlarla dolar. Biz bir yerlere yetişmeye çalışırken, bazı küçük canlılar sessizce yanımızda yaşar: sokak kedileri. Bir köşede mırıldanan yumuşak bir ses, pencere kenarında güneşlenen tüyler… Onları fark etmesek de hayatımıza bir sıcaklık katıyorlar.
Sokak kedileri sadece birer hayvan değil; küçük dostlarımız, bize şefkat ve merhameti hatırlatan sessiz öğretmenlerdir. Soğuk bir kış gününde titreyen bir kediye uzanan el, sadece onu beslemek değil, kendi kalbimizi de ısıtmaktır. Gözlerindeki güveni görmek, insanın ruhunu yumuşatan küçük bir mucizedir. Onlar, hayatın koşturmacasında unuttuğumuz basit mutlulukları bize yeniden hatırlatır. Her kedinin kendi hikâyesi vardır. Bazen terk edilmiş, bazen aç veya yaralıdırlar; ama her biri hayata sıkı sıkıya tutunur. Onlara uzanan küçük bir el, umut, sevgi ve güven sunar. Ve bazen farkına varmadan, onların varlığı bizim de günümüze renk katar. Bir mırıltı, bir tırmalama sesi ya da minik bir oyun, yorgun ruhumuzu dinlendirir.
Ama sokak kedileri kolay yaşamaz. Açlık, soğuk, trafik… Tüm bunlara rağmen direnmeye devam ederler. Onlar bize, hayatta kalmak kadar, sevgiyi ve küçük anların değerini de hatırlatır. Sokakta gördüğünüz her kedi, bir yaşam mücadelesinin sessiz simgesidir ve bazen bir kediyi sevmek, kendi kalbinizi de sevmektir. Sonuç olarak, sokak kedileri şehrin sadece bir parçası değil, ruhunun küçük bekçileridir. Onların varlığı, kalbimizi ısıtan küçük mucizelerdir. Sokakta sizi izleyen, mırıldanan veya yanınıza yaklaşan bir kedi gördüğünüzde, onun hayatına dokunmakla kalmayıp kendi dünyanıza da dokunduğunuzu bilin. Sokak kedileri, şehirdeki sessiz ve sadık dostlarımızdır; bazen bir bakışları bile tüm günü güzelleştirir.