Mehmet KÜÇÜKEKEN'in 7 Eylül 2023 tarihli yazısı: Tasarlamak
Farklı açıdan bakabilmek, geleceği tasarlamak, varsayımlar ve teoriler üzerinden sonuçlar çıkarmak, deneyimlemek ve analiz yöntemleri ile bilimsel ve uygulanabilir modeller ışığında projeler oluşturmak temel amaç olmalıdır.
Standart ve kalıplaşmış bilgiler üzerinden değişim ve gelişim sağlanamaz. İlk önce beynimizi sonra da kendimizi harekete geçirmeliyiz konfor alanımızdan çıkarak.
Öğrenme toplumun temelidir.
Okul bize asla nasıl öğreneceğimizi öğretmedi. Değerli Öğretmenlerimiz, verilen müfredatı öğretmekten ileri gidemedi ya şikayet edildi ya da öğrencilerin kariyeri sınav ile belirlendiğinden sınav konseptinin sınırlarının dışına çıkamadı. Öğretmenlik mesleği para için yapılmaz ve öğretmenlik sadece okul sınırları içinde geçerli olan bir meslek türü de değildir. Öğretmen örnek kişidir; öğrencileri, çevresi ve toplum nazırında ilham verendir, cesaretlendirendir ve hayal kurmayı öğretendir aynı zamanda taze beyinlere.
Küçücük bir cep telefonunun içine internet bağlantısı ile dünyayı sığdırıyoruz da evren kadar büyük beynimize hayallerimizi sığdıramıyoruz. Belki de hayal etmeyi bilmiyoruz. Hayallerin gerçekleşebileceğine olan inancımız yok. Belki de bize ilham veren, teşvik eden bir öğretmenimiz olmadı. Ezbere dayalı bir sistem içinde not alıp, sınıf geçerek büyük sınava hazırlandık ve akabinde sınavdan aldığımız puana göre hayatımızı ve mesleğimizi planladık.
İçimizde ne cevherler ne yetenekler vardı hala da var, farkedilmeden ve yönlendirilmeden kaybolup gittiler, gidiyorlar. Bazıları kendisi de fark edemedi yeteneği olduğunu ya da fark etti ama geçim derdi içine gömdürdü tüm artı yönlerini acımasızca sorgulamasına fırsat dahi vermeden. Ben buna; ‘’Sessiz Ölüm’’ diyorum.
Şimdi de öyle değil mi birazcık?
Etrafta yaşayan sessiz ölüler yok mu sizce de?
Parası olan okuyor özel okullarda ve gidebiliyor sanatsal kurslara ve dahi yurt dışında da eğitim alabiliyor. Kazanmak yetmiyor bazen kalacak yer, yeme-içme ve eğitim masrafları derken kendi kabuğuna çekilip uygun okulu kabullenerek tercih ediyorsun. Eğitimde fırsat eşitliği var elbet anayasamızın maddeleri arasında ve lakin hayatın gerçekleri de yanı başımızda eğitiyor çaresizlik dersinden para ile imtihan ederek.
İçinizdeki sizi öldürmeyin!
Çalışkan ve gayretli olmak geç de olsa günün birinde mutlaka hedefimize ulaşmamızı sağlar. Çalışmanın ve başarmanın bedelini bir dönem için ödemeyenler, başarısızlığın bedelini bir ömür boyu öderler.
Ve öğrenmenin stilini yakalayamayanlar ise kendi sığ denizlerinde debelenip dururlar. Bu öğrenme teknikleri;
* Görsel :
• Düz anlatım, sunum yöntemiyle öğrenmede zorlanırlar, sadece sözlü olarak yapılan uyarıları takip etmekte zorlanırlar.
• Duydukları konuları uzun süre belleklerinde tutamazlar.
• Tam öğrenmenin gerçekleşmesi için görsel materyallere ihtiyaç duyarlar. Harita, şema, grafik, tablo gibi materyaller ile öğrenmeleri kalıcı hale getirebilir.
• Genellikle öğrendikleri bilgileri, gözlerinin önünde zihin haritası canlandırması yaparak hatırlamaya çalışırlar.
• Düşünmede ise resimleri ve kelimeleri kullanmaya yatkındırlar.
• Listeleme, şema, tablo haline getirme gibi yöntemler kullanırlar.
• Özel yaşamlarında planlı ve düzenlidirler. İnsanların yüzlerini hatırlarken, isim hatırlamakta zorlanabilirler.
• Kitap okumayı çok severler.
• Ayrıntıları ve renkleri rahat hatırlarlar.
• Gürültüden çok fazla etkilenmezler.
• Dağınık ortamlarda huzursuzluk yaşayabilirler.
* İşitsel :
• Gürültüden etkilenir, çok rahatsız olurlar.
• Resimler ile resimli anlatımlar yerine sözlü anlatımları, ahenkli ve melodik tarzda olan anlatımı tercih ederler.
• İnsanların isimlerini iyi hatırlayıp, yüzlerini hatırlamakta zorlanabilirler.
• Yabancı dil öğrenmede genellikle başarılı olurlar.
• Kitap okumaktan, salt okuma aktivitesinden hoşlanmazlar. Ders çalışma esnasında birkaç kişiyle birlikte olmaktan hoşlanırlar, çalışma şeklini bu kişilerle konuşarak, sesli anlatım yaparak gerçekleştirmeyi tercih ederler.
• Şiir okumaktan, şarkı söylemekten hoşlanırlar.
• Konuşarak, soru sorarak ve tartışarak öğrenirler.
• Okudukları metindeki görsel uyarıcılarla pek ilgilenmezler.
* Dokunsal :
• Gördüklerini ve duyduklarını hatırlamakta zorlanırlar.
• Laboratuvar ortamı gibi fiziksel katılım gerektiren iş ve konularda başarılıdırlar.
• Yaşamlarında kendilerine göre bir düzen vardır fakat bu düzen görsel değil işlevsel düzendir.
• Dokunarak anlam çıkarmaya ve bilgi edinmeye çalışırlar.
• Okumakta zorlanabilir, yazarken yazım hatası yapabilirler.
• Genellikle vücutları ile tepki verirler. (eşyayı atar fırlatırlar, oturdukları yerden sıkça kalkarlar.)
• Yaşamları ve ders çalışma ortamları dağınıktır.
• Dağınıklık ve karmaşadan rahatsız olmazlar.
• İnsanlara, eşyalara dokunmaya yatkın olup, dokunarak iletişim kurmayı tercih ederler.
• Okul ortamında fiziksel görevler için ilk gönüllü olan bireylerdir. (Tahtayı silme, pencereyi açma, çöp atma vb.)
• Görsel ve işitsel materyallerin ön planda olduğu anlatım yöntemlerinde öğrenmede zorlanırlar, bu nedenle tembel, yaramaz, yerinde duramayan, derse karşı ilgisiz gibi sözlerden etiketlenebilirler.
• Beden dilini algılamada yeteneklidirler.
Öğretmen sadece öğrenci yetiştirmez, geleceğin toplumunu da inşa eder. Doktor, asker, tacir, eğitimci, yönetici, mühendis, politikacı hepsi bir öğretmenin elinden geçmiştir. Bu günkü yetişkin toplumun ahvalinden geçmiş dönemin eğitimcileri sorumludur ilk başta tartışmasız olarak. Ve geleceği tasarlamaksa maksat, toplumlara karşı kullanılan stratejik algı ve sindirme yöntemlerinin enstrümanları olan;
* Aile birliğinin parçalanması,
* Cinsiyetsizleştirme,
* Stratejik göçler,
* Mülksüzleştirme,
* Yapay ya da doğal afetlerin aleyhte kullanılması,
* İklim silahları,
* Karbon ayak izi,
* Ekonomik savaş’a
karşı başta devlet erkanı ile öğretmenlerimiz bilinçlenmeli ve geç olmadan önlem alınarak, toplum bilgilendirilip, aydınlatılmalıdır.
5’ nci nesil savaş kapımızı çalıyor usuldan!
Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır!